Eşek tekme atsa, onu mahkemeye götürür müsünüz? Bu soru, sadece bir mizah unsuru gibi görülebilir; oysa bu, bir toplumun hakikat terazisini ele veren bir sınavdır. Mesele, eşekle insan arasındaki hadise değil; eşekleşmiş insanlarla insanca duruşu kaybetmişlerin hikâyesidir.
Bizim köyde her şey olur ama eşek davası ilk kez oluyor. Geçen gün İdris Dayı, ayağına sarılı bezi sallaya sallaya kahveye girdi:
“Bu eşek beni tekmeledi! Mahkemeye vereceğim!” dediğinde kahve halkı kahkaha tufanına kapıldı. Ancak eşeğin mahkemeye çıkarılmasını gülünç bulanlar, adalet terazisinin aslında kendi vicdanlarında bozulduğunu fark etmediler. Çünkü hakikat, sadece insanın değil, her varlığın üzerindeki bir nurdur.
Kahve bir anda sessizleşti, çay kaşıkları havada kaldı. Herkes birbirine baktı. Bizim Dursun, gülmemek için elini ağzına kapadı. Ama İdris Dayı ciddi. Masaya vurup, “Hakkımı arayacağım!” dedi.
Şimdi bir düşünsenize, eşeğin mahkemeye çıkarıldığını… Kapıya kadar ipinden çekerek getiriyorlar. Savcı, cübbesiyle karşısına dikilmiş, dosyayı açıyor:
“Sayın hâkim, sanık eşeğin müvekkilime kasıtlı bir şekilde tekme atarak maddi ve manevi zarar verdiği açıktır. Müvekkilim hâlen yürüyememekte, gece uykularında eşek rüyaları görmektedir. Talebimiz, sanığın ceza almasıdır.”
Hâkim, ciddiyetle eşeğe bakıyor:
“Sanık, bu suçlamalara ne diyorsun?”
Eşek, başını çevirip anırıyor.
Hâkim kaşlarını kaldırıyor: “Bu bir itiraf mıydı, inkâr mı?”
Salon karışıyor. Arka sıradan biri bağırıyor:
“Eşeğin avukatı nerede?”
Öteki sesleniyor:
“Eşek yargılanmaz! Kanun bunu yazmaz!”
Derken eşeğin sahibi Hüseyin Efendi öne çıkıyor:
“Sayın hâkim, bu eşek suçsuzdur. İdris Dayı sırtına ağır yük koymuş, eşek de can havliyle tekme atmıştır. Haksız tahrik var!”
Hâkim başını sallıyor, düşünceli. Bir yandan eşeğe, bir yandan İdris Dayı’ya bakıyor. “Adalet zor iş,” diyor içinden.
Sonunda hâkim kararını açıklıyor:
“Sanık eşeğin kasıtlı bir niyeti olmadığı, olayın doğal davranış sonucu gerçekleştiği anlaşılmıştır. Eşek beraat eder. Ancak İdris Dayı’nın eşeğin dilinden anlamadığı kanaatine varılmıştır. Bu yüzden kendisine ‘Eşeklerle İletişim 101’ eğitimi verilmesine karar verilmiştir.”
Kahve yine kahkahaya boğuluyor. Ama İdris Dayı’nın yüzü asık. Herkes gülüp geçiyor ama asıl mesele kimsenin aklına gelmiyor: Adalet sadece insana mı lazım? Yoksa eşek bile kendi derdini anlatmak için mi uğraşıyor?
Gün gelir, eşekten aldığımız tekmeyi affederiz, ama insanın açtığı yarayı unutamayız. Eşek ne yapsın? Onun işi tekme atmak, bizim işimizse düşünmek. Ama kim daha iyi yapıyor işini, orasını Allah bilir.