meritbet deneme bonusu veren siteler bahis siteleri
Habere Tanık Rize Haberleri, Sondakika Rize haberleri,
HV
18 KASIM Salı 06:27

Başarı Zehri: Merakın ve Erdem'in Yeniden Doğuşu

Aydın MERTAYAK
Aydın MERTAYAK
Giriş Tarihi : 12-10-2025 08:16

İki hafta önce Rize’de bir arkadaşım ile sohbet ettim.
“Hocam,” dedi, “Oğlum Mehmet o kadar zeki bir çocuk ki ama artık hiçbir şeye hevesi yok. Sabahları kalkmak istemiyor, ödevini yapmıyor, ‘nasıl olsa yine kötü yapacağım’ diyor.”
Sonra iç çekip ekledi:
“Eskiden sürekli sorular sorardı. Şimdi sadece test çözüyor.”

Biz çocuklarımızı “başarılı” yapmak isterken farkında olmadan başarıyla zehirledik.
Beş seçenekli sınav sistemiyle meraklarını esir aldık, rekabetle özgüvenlerini zedeledik, mükemmeliyet arzusuyla çocukluklarını çaldık.
Sonra da şaşırıyoruz: “Neden mutsuzlar, neden yönsüzler?”

Bir çocuk öğrenmeyi sevdiği için değil, yanlış yapmaktan korktuğu için çalışıyorsa, içindeki öğrenme ateşi çoktan sönmüştür.
Birinci sınıfta “neden?” diye soran çocuk, sekizinci sınıfta “hangi şık?” demeyi öğreniyor.
Ve tam o anda bitiyor: çocuğun kendisiyle bağı.

Sınavlar, testler, sıralamalar... Hepsi modern çağın akademik tasmaları.
Çocukları öğrenmenin hazzından koparıp yarış pistine çıkarıyoruz.
“Koş,” diyoruz. Nereye?
Hiç bilmiyor. Ama koşmak zorunda olduğunu biliyor.
Çünkü bu ülkede “başarılı olmak”, hayatta kalmanın tek yolu gibi gösteriliyor.

Sürekli “başarılı ol” mesajı alan bir çocuk, “yetersizim” duygusunu içselleştiriyor.
Bir deneme sınavından kötü not aldığında sadece moralini değil, kendilik duygusunu da kaybediyor.
Bugün çocuklarımızın en büyük eksikliği bilgi değil, psikolojik bağışıklık.
Küçük bir başarısızlıkta yıkılıyorlar, eleştiriyi tehdit gibi algılıyorlar.
Çünkü hiç yenilgiyle baş etmeyi öğrenemediler.
Biz onları hayal kırıklığından koruduk ama farkında olmadan dayanıklılık kaslarını zayıflattık.

Oysa psikolojik bağışıklık tıpkı fiziksel bağışıklık gibidir:
Küçük dozlarda stres, kaygı ve başarısızlıkla gelişir.
Ama biz çocukları steril bir “başarı laboratuvarında” büyüttük.
Mükemmel olsunlar, üzülmesinler, hep kazansınlar istedik.
Sonuç: Her şeye sahip ama kendine güvenemeyen bir nesil.

Gerçek eğitim, çocuğu bir sınava değil, hayata hazırlamaktır.
Gerçek başarı, “kaç doğru yaptın” değil, kim olduğunu bilmektir.
Ve gerçek özgüven, hiç düşmemekten değil, düştüğünde kalkabilmekten gelir.

Belki de artık şu soruyu kendimize sormalıyız:
Çocuğumun kaç net yaptığı mı önemli,
yoksa hayatta kendi yolunu bulabilecek kadar güçlü olması mı?

Cevap aslında basit:
Bir çocuk sınavda değil, hayatta başarılı olduğunda gerçekten kazanır.
Çünkü bir çocuğun gözleri parlıyorsa, orada hâlâ merak vardır.
Ve merak sönmedikçe, umut da sönmez.

Antik Yunan’da evrenin sonsuz, insanın ise ölümlü olduğuna inanılırdı.
Daha sonra bu anlayış değişti: Evrenin sonlu, insan ruhunun ise sonsuz olduğu kabul edildi.
Bu değişim, anlamın maddeye üstün gelmesinin başlangıcıydı — eğitim tarihindeki ilk büyük kırılma noktası.

Bugün de benzer bir dönüm noktasındayız.

Artık sadece bilgiye değil, anlama ve erdeme dayalı bir eğitim anlayışına ihtiyacımız var.

Artık Türkiye,
eğitimde maddeyle manayı birleştiren, yani bilgiyi erdemle buluşturan Erdem–Değer–Eylem Modeli ile yeni bir zihinsel devrimin kapısını aralıyor.

Geçmişin hikmetini bugünün bilimiyle birleştiren Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, insanı sadece bilgiyle değil, değerle de donatan bütüncül bir eğitimi hedefliyor.

Umut ediyorum ki bu anlayışla hem bilimin hem insanî değerlerin zirvesine yürüyen kâmil insanlar yetişecek.
Ve biz, yerli ve millî bir eğitim felsefesiyle, sadece başarılı değil, aynı zamanda erdemli bireyler yetiştirmenin gururunu yaşayacağız.

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI 10 Kasım’dan 11 Kasım’a: Anmaktan Anlamaya Çarşının Ruhu ve Ahîlik: Geçmişten Günümüze Bir Hatırlatma Körle Sağırın Dünyası Ruhun Bahçıvanlığı Ok mu, Yay mı? Yoksa İkisi Birden mi? Yokuş Yukarı Hayaller: Her Şeyi Başaramazsınız ve Bu, Olumsuz Bir Durum Değildir Ruhuna “Cicos”: Vicdanın Teneşir Hâli Hadsizliğin Zifiri Noktası Tohumun Yalnızlığı Ve Karanlıktaki Fethi “Aman ha, sakın okuma! Bu yazı vicdan kaşındırır, kafa çalıştırır!” Elif ile Vav’ın Gizemli Aşkı Zekânın Görünmezliği: Neden Vasatlık Toplumda Daha Fazla Takdir Görür? Aydın Mertayak Dr. Gençliğin Hesabı Sanal Sevaplar Derneği Kötülükten Kahkaha Çıkarmak Öksürmeden Lokma Düşmez! Sorumluluk Üstüne Bir Şamata Mukaddes Ayın Riyakârlıkla İmtihanı Kelebek Ömrü: Kübra Tekin Öğretmen’in Hazanı Şakşakçılar, Şaklayanlar ve Şaklattıranlar Çocuklar Okulu Neden Sevmiyor? Biz Ebeveynler Nereye Koşuyoruz? Bilim ve İman: Akıl Nereye Kadar? Geleceği Köklerinden Koparmadan İnşa Etmek: Eğitimde Dönüşümün Anahtarı 'Şimdi'yi Anlamak Koltuksuz Kalmış Kimlik Travması "Eşeğin Adaleti: Hak Arayışının Mizahi Yüzü" Karakter mi, Terbiye mi? Özgüvenli Cehalet ve Sessiz Bilgelik Hayatı Ucuza Yaşamak Anlamak ve Yanlış Anlamak Üzerine Hayatın Denkleminde Nerede Yanlış Yaptık? Yaşamın ve Gülmenin Devrimi Eşit Olmayana Eşitçe Davranmak: Eşitsizlik Düşüncesine Sosyolojik Bir Bakış Sınavı Sonrası Umut ve Mucize Arayışı