Ufukta seçim rüzgârları esmeye başladı. Eğer olağanüstü bir şey olmazsa ve ya olağanüstü bir şeyler kotarılmazsa en geç 2023 Haziranında seçimler olacak, inşallah!
Seçim, seçmen için bir gündür, gider oyunu kullanır, döner gider, işine gücüne bakar. Seçilecekler, yani adaylar için ise günlerce, aylarca sürer. Onlar önce kendilerinin aday olarak seçilmelerini beklerler. Aday adayı olmaktan çıkıp aday olmak, seçilmek gerek, hem de öyle laf olsun diye değil, seçilebileceği bir sıraya konulmak koşuluyla seçilmek isterler.
Yoksa?
İşte bu ”yoksa” sözcüğü ülkemizdeki politikacıların birçoğunun bam telidir. Yoksa ile başlayan birçok söz duyarsınız. Bu sözleri ya bizzat aday adaylarından duyarsınız, ya da onu destekleyen taraftarlarından. Bu sözlerin en hafifi, “aday gösterilmezse yazık olur” dur. Ardından “o aday olmazsa oy vermem” ya da tam tersi “o aday olursa oy vermem” şeklinde sürer gider. Evet, bireysel taraftarlardan en çok bu sözleri duyarız. Bir de aday adaylarının sarf ettikleri beylik cümleler vardır. Örneğin, “ben partimden daha fazla oy alırım, benim burada artı oyum vardır”, “ beni aday göstermezlerse parti kaybeder” ve “aday gösterilmezsem konuşurum”, “falancanın altında aday olmam” gibi gerçek partililikle ilgisi olmayan sözler…
Biz seçmenler olarak çok dikkatli olmalıyız. Bir politikacı, kendinden söz açmışsa, dinlemeyiniz, geçiniz. Muhaliflerden, özellikle şahıslardan söz açmış ve sürekli eleştiriyorsa, onu da geçiniz. Ülkenin sorunlarını ve bu sorunların nasıl çözülmesi gerektiğini partisi adına anlatıyorsa, dinleyin ve sorgulayın.
Bir aday adayı, sosyal hayatta yaptığı bireysel yardımları gündeme getiriyorsa, ondan uzak durun. Çünkü o yaptığı iyilikleri vatandaşa verdiği rüşvet olarak algılamıştır. Onun bireylere değil, ülkeye ve topluma ne gibi katkılar sunabileceğine bakmalıyız. Bireysel katkılar ileride daha büyük bireysel katkılara dönüşür ve onun ürettiği politika çıkar politikası olur.
Eğer bir aday adayı, sürekli eleştiri yapıyorsa ve özellikle kendi partisi içerisinde olan rakiplerini eleştiriyorsa, onu hiç dinlemeyin.
Dinleyeceğiniz aday adayları memleket sorunlarını ve bu sorunlara çözüm yollarını konuşan adaylar olmalıdır. Aday adayı bu konuşmalarda kendisini öne çıkarmaya çalışmamalı, partisi adına konuşmalıdır. Kendisinin aday adayları arasında en iyi, partisinden daha fazla oyu olduğunu sananlar dönüp yakın politik geçmişe baksınlar. Bu havalarda olan Mustafa Sarıgül ve Muharrem İnce’nin durumu onlara bir şeyler anlatır kanısındayım.