İyi bir insanın evrensel bir tanımı var mıdır, bilmiyorum. Sosyal yaşam koşulları, ahlak anlayışları “iyi insan” tanımının toplumdan topluma değişiklik göstermesinde etkili olsa da, tüm toplumlar birçok kriterlerde birleşirler. Örneğin her toplumda yalan söylemek, hırsızlık yapmak başkalarına zulmetmek, taciz etmek, öldürmek gibi eylemler iyi insana yakıştırılmayan eylemlerdir. Bu eylemleri yapanlar asla iyi bir insan olamazlar.
Ne var ki, bu eylemleri ve benzerlerini yapmamış olmak da iyi insan olmak için yeterli değildir!
“Ben yalan söylemem” demek yetmez, söylenen yalanlara da inanmayacaksın arkadaş!
“Ben çalmıyorum” demek yetmez, çalanlara da engel olacaksın, yani çaldırmayacaksın arkadaş!
“Ben kimseye zulmetmiyorum” demek yetmez, zulme karşı koyacaksın, kendine de zulmettirmeyeceksin arkadaş!
“Ben kimseyi öldürmedim” demek yetmez, hiç kimsenin öldürülmesine göz yummayacaksın arkadaş!
“Ben kimseyi taciz etmedim” demek yetmez, taciz ve tecavüzcülere nefretini kusacak ve onları toplumdan uzak tutacaksın arkadaş!
“Ben hiç rüşvet almadım” demek yetmez, aynı zamanda rüşvet de vermeyeceksin, rüşvetle işini görenlerle ilişkini keseceksin arkadaş!
Özellikle, söylenen yalanlara inanmak, yalan söylemekten daha ağır bir kötülüktür! Yalana inanmak, yalanın noteri olmak, yalanı meşrulaştırmaktır! Kitlesel olarak bir yalana inanılıyorsa, o yalan artık gerçek gibi işlem görür. Yalanların gerçek gibi işlem gördüğü, inanıldığı bir toplumda gerçekler göz ardı edilir. Bu kez gerçeklerin yalan olduğu anlatılmaya başlar ve bu yalana da inanılır.
Yalancıya inanırsak, hırsıza hırsız demezsek, zalimi alkışlarsak, katile cephe almazsak, tacizciye gülümsersek, rüşvetçiye aldırış etmezsek, bütün bu yanlışların, kötülüklerin ortağı olmuş oluruz.
Bütün kötülükler yalanla başlar, yalanla biter. Bütün kötülüklerin önüne, yalana inanmamakla durulabilir. Çünkü hırsız, “ben çaldım” demez, elde ettiği haksız servete yalan bir gerekçe uydurur. Zalim zulmüne bir yalan gerekçe bulur. Katil öldürdüğü kişinin bunu hak ettiği yalanını söyler. Tacizci “tahrik” yalanını ortaya atar. Rüşvetçi “hediye” yalanını uydurur.
Bireyler bütün bu yalanlara inanırsa ne olur?
Yalancılar da yönetici olur!
Hırsızlar da iş adamı olur!
Zalimler alkışlanır!
Rüşvetçiler itibar görür!
Halka, topluma, ülkeye yazık olur!