Emekli olduktan sonra birçoklarının yaptığı gibi ben de yaşam öykümü yazdım. Doğduğum yıl olan 1952 den 2020 ye kadar her yıldan yaşamımın birkaç kesitini aldım ve adına “Nasıl solcu oldum” dedim. Bu kitabımın son bölümünden birkaç paragrafta nasıl solcu olduğumun bir özetini bulacaksınız.
“Che Guevara’nın bir sözü vardır, gerçekçi ol, imkansızı iste. Ben de tam bunu yaptım. Anlatılanlara değil, gerçeğe, yalnız gerçeğe kilitlendim. Ne doğmatik öykülere, ne sahte kahramanlık masallarına inanmadım, hep gerçekleri, olanı ve olabilecekleri görmeye çalıştım.
İnsanlar eşit olsun istedim. Kimse kimseyi aşağılamasın, kimse kimseye zulmetmesin, kimse kimseye hile yapmasın, yalanlarla avutmasın, tanrı ile aldatmasın, öteki dünya ile kandırmasın, kimse kimsenin hakkını yemesin, emeğini sömürmesin!
Savaş olmasın istedim, silah olmasın istedim. Ülkemde ve tüm dünyada barış olsun istedim. Silah üreten tüm mekanizmalar yok edilsin, silahsız ve düşmansız bir dünya yaratalım istedim. Ana dilimizle konuşalım, geleneklerimizi yaşayalım, birbirimizi anlayalım, hoş görelim, kucaklaşalım, barışalım istedim. Şehit olacağım diye ölmek istemedim. Şehitlikle halk çocuklarının kandırılmasını istemedim.
Devletimiz kuruluş felsefesinden ayrılmasını istemedim. Eğitimde dünya standartlarının gerisinde kalmayalım, fırsat eşitliği yok edilmesin, gelecek nesiller birer ticarethane gibi çalışan özel okulların kucağına atılması istedim. Sağlığımız özel hastanelere satılmasın istedim. Güvenliğin temeli olan adalet duygusu yok edilmesin istedim. Fabrikalarımız, kurumlarımız, işletmelerimiz limanlarımız birer birer satılmasın istedim. Ekelim, biçelim, üretelim, bizim de dünyada tanınan bir markamız olsun istedim. Gelir dağılımı ve vergilendirme adil olsun istedim. Arz talep dengesi sağlansın, halk enflasyon yoluyla sömürülmesin istedim.”
Böylece solcu oldum işte!