Bazı haddini bilmez, sonradan görme zengin çocukları vardır, kırdıkları potları, yaptıkları hataları yedikleri herzeleri kapatmak için hemen “canım, ne ise parası veririz” derler.
Bu tipler çok sevimsizdirler, her suçunu para ile kapatabileceğini, her yanlışını parayla örtebileceğini ve her insanı parayla satın alabileceklerini zannederler. Ne var ki bu densizlerin böyle düşünmelerinin tek suçlusu kendileri değildir. Toplumumuzda ne yazık ki para karşılığı birçok değerini satabilen sayısız densizler de vardır.
Değişik ülkelere ve değişik kişilere atfen bu tipleri anlatan bir öykü vardır: Komutan düşman arazisinde dolaşırken bir çobana rastlar. Çobanın bir sürüsü, bir de sürüyü koruyan köpeği vardır. Komutan çobana, “köpeğini öldür sana yüz altın vereyim” der. Yüz altın büyük para, çoban köpeğini komutanın önünde keser, yüz altını alır. Komutan bu kez “köpeğin derisini yüzersen yüz altın daha veririm” der. Çoban bunu da yapar ve yüz altın daha alır. Bu kez “etinden yersen bir yüz altın daha” der komutan. Çoban bunu da yapınca, komutan askerlerine döner ve der ki, “bu ülkede böyle insanlar olduktan sonra, hiç merak etmeyin, biz bu savaşı kazanırız.”
Bir ülkede para karşılığında değerlerini satabilen aşağılık yaratıklar olduğu sürece, parayla her pisliği örtmeye çalışacak densizler de olacaktır.
Sosyal devlet bireylerin can ve mal güvenliğini sağlar, barınma, beslenme gibi temel gereksinimlerini karşılar. Bunları organize olmuş toplumlarda, her hangi bir siyasi parti, her hangi bir kişi ya da kurum ve kuruluş değil, yalnız ve yalnız devlet yapar. Elbette devlet bu görevlerini yaparken kişileri ve kurumları kullanır. Ama işin sahibi devlettir. Hiç kimse bu yapılanlardan kendine bir pay çıkaramaz!
Her hangi bir şekilde zarar gören madur olan bireyin maduriyetini gidermek sosyal devletin asli görevidir. Bu görevi yerine getiren memurlar, eğer vatandaşa “ ben sana şu kadar yardım yapıyorum” derse, vatandaş da ona, “sen bana yardım yapamazsın, bu benim hakkım ve bu hakkımı vermek için seni ben seçtim, sen benim memurumsun” diyebilecek bilinçte olmalıdır. Eğer vatandaşta bu bilinç yoksa, devletin verdiğini “ben verdim” diyen devletin memuruna el pençe teşekkür ediyorsa vay halimize!
İhmaller sonucu madende yanarak ölen şehitlerin ailelerine, daha cenazeler defnedilmeden “her aileye şu kadar para vereceğiz” diyen bir politikacı, “neyse parası veririz” diyen zengin çocuğunu hatırlatmıyor mu? Ve bu sözü duyan aile mensubunun gözleri parlıyor ve politikacıya teşekkür ediyorsa, onun da köpeğini kesip etini yiyen çobandan bir farkı var mı?