Bir zamanlar “o muhtar bile olamaz” demişlerdi, gitti Cumhur Başkanı oldu. Evet, her insan Cumhur Başkanı bile olabilir, ama muhtar olamaz. Çünkü muhtar olabilmek için “muhtariyet, özerk” yani tam bağımsız bir kişiliğe sahip olmak gerek…
Ülkemizde muhtarlık ilk olarak 1829 yılında İstanbul’da kuruldu. Amacı şehre giren çıkanları belirlemek, kontrol altına almak, uygun olmayan kişileri şehre, mahalleye sokmamaktı. Olaya bu anlamda bakarsanız bu gün ülkemizde hiç muhtar yok demektir. Çünkü ülkemize giren çıkanların haddi hesabı yok! Muhtar diye seçilenlerin de, ne tam bir özerkliği var, ne de ülkeye girip çıkan, pardon girip çıkmayan ne olduğu belirsiz milyonlarca yabancıya soru sorma hakları var!
Bunun ötesinde ülkemizde kentlerde muhtarlık kurumu fonksiyonunu tamamenkaybetmiştir. Kime sorarsanız sorun, şehir merkezlerinde oturan vatandaşlardan muhtara işi düşen birine rastlayamazsınız. Kentlerdeki muhtarlıklar siyasi erki elinde bulunduranların ileri karakolu olarak düşünüldüğü için maaşa bağlanarak özerklikleri ellerlinden alınmıştır. İktidarı elinde bulunduran parti onları zaman zaman bir araya toplayarak siyasi propaganda aracı olarak kullanmaktadır. Öte yandan mahalle muhtarlarının büyük çoğunluğu mesailerini kendi işyerlerinde harcamaktadır. Muhtarı sorduğunuzda ya dükkanındadır ya çalıştığı iş yerindedir, ya da mahalle kahvesinde pişpirik oynamaktadır. Çünkü muhtarı denetleyen bir kurum yoktur.
Mahalle muhtarlıkları kaldırılmalı, onun yerine meclis üyelerine mahalleleri ile ilgili sorumluluklar verilmelidir. Hemen hemen her mahalleden bir meclis üyesi vardır. Eğer yoksa bundan sonraki seçimlerde her mahalleden en az bir meclis üyesi seçilmesi için gerekli düzenleme yapılmalıdır. Böylece meclis üyeleri bir siyasi figür olmaktan çıkartılarak bir işe yarar duruma getirilmelidir. Yıllarca pirim ödemiş emekliye 12.500 tl ödenirken kendi işleri ile günü gün eden muhtarlara, günde sekiz saat anası dini ağlayan işçinin aldığı kadar maaş ödenmesi, yanlıştır, haksızlıktır.
Mahalle muhtarlarının tek yaptığı iş, yerine ulaşmayan tebligatları ilgililer ulaştırmak, seçim dönemlerinde seçmen listelerini asmaktır. Bu ve benzeri işler, meclis üyelerinin mahalle sakinlerinin sorunlarını dinlediği küçük bir büroda takip edilebilir.
Ülkemizde 32255 mahalle ve o kadar da muhtar vardır. Bunlara ayda yaklaşık 580 milyon TL ücret ödenmektedir. Evet, mahalle muhtarlıkları kaldırılmalı, hem hazine o kadar tasarruf etmiş olur ve hem de halkın seçtiği belediye meclis üyeleri bir işe yarmış olur.
Ya köyler, köy muhtarları ne olacak?
Köylerde muhtara gereksinim vardır. Ancak muhtar özerk, tarafsız ve bağımsız olmalıdır. Muhtar parti üyesi olamaz, ama bir partinin sempatizani olabilir. Bu sempatizanlık partizanlığa dönüşmemesi için muhtarın devletten maaş almaması gerekir. Eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa, o bedeli eskiden olduğu gibi “salma” adı altında köy halkı ödemelidir. Halkın tamamının katılacağı bu ödeme muhtarı tüm köy halkına karşı eşit ve tarafsız davranmaya zorlar.
Öte yandan köy muhtarının köy içinde her hangi bir ticari faaliyeti olmamalıdır. Özellikle resmi kurum ve kuruluşlardan köy içinde iş alma, kalfalık, müteahitlik gibi işler asla yapmamalıdır. Küçük çapta bile olsa resmi kurum ve kuruluşlarla iş yapan bir muhtarın köy yararına çaba sarf etme olasılığı çok azdır. O, köye gelecek hizmetlerim aracısı, kalfası, ustası olmak ve o yolla para kazanmak peşinde olur. Bu durumun köylerimizde çok örnekleri vardır. Muhtar adayı olma şartlarından biri de köy içinde ticari faaliyet yasağı olmalıdır. Eğer bu şart yoksa iş köy halkına kalıyor, dikkat edecekler, ya bu tür adamlara oy vermeyecekler, ya da bu uyanıkları zengin edecekler.
Muhtar
-
İsmet KÖSOĞLU GÜNDEM GEÇİMİ UNUTTURMAK İÇİN Mİ?
-
Sebahat Karagöz ASIL MESELE
-
Kemal Gündoğdu Dostum
-
Gündoğdu YILDIRIM KÜÇÜK DÜŞÜNMEK!
-
Hüseyin TERZİ KAZANAN HAKLIDIR!
-
Şükrü Bülbül ARABULUCULUK, HUKUKİ UYUŞMAZLIKLARDA ÇÖZÜM MÜ?
-
Mahiye MÖRGÜL Zulkarneyn Seddi Gurgan’daki Oğuzlu Seddidir!
-
Hasan KARAAHMETOĞLU BU TAKIMA TRANSFER ŞART.. BU LİG BÖYLE GİTMEZ..
-
Yusuf Polat Acun Ilıcalı pişman mıdır?
-
Dr. Gökmen KILIÇ- DOKUNMATİK ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENLER
ÇOK OKUNANLAR