Ramazan ayında, oruç nedir, nasıl tutulur, nasıl niyet edilir, nasıl açılır gibi sorunlar konuşulur. Oruç kimlere farz, kimlere değil, mazeretsiz oruç tutmanın cezası, kazası gibi konular irdelenir. Her nedense orucun gerçek tanımı yapılmaz. O nedenledir ki, gerçekte orucun ne olduğunu bilmeyen inananların tuttukları oruç ne topluma ne de kendilerine bir yarar sağlamaz.
Evet, oruç yıllardır bize anlatıldığı şekliyle gün doğumu ile gün batımı arsında hiçbir şey yiyip içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmak değildir. Bu sadece ramazan ayında uygulanan bir ritüeldir. Esas oruç, insanın tüm kötülüklerden uzak durmasıdır ve bunun ayı, günü, saati yoktur. İyi bir insan kötü davranışlara karşı sürekli oruçlu olmalıdır. Esas orucu bozan şeyler kötülüklerdir, yanlışlardır. Af edilmek umuduyla tutulan oruç, yani günün belli saatlerinde aç ve susuz kalmak yaratıcı ile pazarlığa oturmaktır. Bu yanlış algı orucun gerçek anlamını yok etmektedir. Ramazan ayında, iftar sofralarında “Allah’ım senin için oruç tuttum” diye başlayan dualar vardır. Allah’ın senin aç ve susuz kalmana ihtiyacı yoktur? Ardından, “sen affı seversin bizi de af et” diye devam eden bu dua şekli tam bir pazarlıktır. Bak ben senin için oruç tutuyorum, sen de benim yediğim herzeleri görme demektir.
Ramazanda tutulan oruç dini bir ritüeldir, gerçek oruç değildir. Ritüeller dinin vitrinidir, süsüdür, törenidir. Ancak hiçbir zaman dinin gerçek amacı değildir.
Orucun gerçek amacı insanları yanlış yapmaktan alıkoymak, kötülüklerden uzak tutmaktır. Gerçek oruç, yalan söylersek bozulur, hile yaparsak, haksızlık yaparsak bozulur, zulmedersek bozulur.
Ne yazık ki bizim insanımız ramazanda yemek yiyen ve ya su içen insanlara kızar da, tüm topluma yalan söyleyen, başkalarına iftira atan sahtekarlara kızmaz, kızamaz. Hatta onların ritüel orucuna bakarak söylenen yalanlarına inanır. Böylece ritüel orucun topluma faydadan çok zararı olur.
Keşke insanlar kötülüklere karşı sürekli oruçlu olabilseler!
Keşke para karşılığı vaaz veren, namaz kıldıran sözde din adamları dinimizin bu gerçeğini anlatsalar, anlatabilseler!
Keşke!