İçinizde ben de dahil çoğunuzun hayvan sever olduğunu biliyorum ve sizlerle gurur duyuyorum.
Kiminizin evinde bir veya birkaç kedisi köpeği, balığı, kaplumbağası ne bileyim envayi çeşit hayvanı var.
Psikologların ısrarla önermesi sonunda başladı bizdeki bu sevda.
Ruh sağlığımıza iyi geldiğini söyledikleri andan itibaren hayvanların peşinden koşmaya başladık.
Bazıları sokaktaki kedi, köpekleri sahiplendi.
Kimileri özellikleri olsun, cins olsun havam olur düşüncesiyle acımadan bastırdı parayı pet shoplardan aldı çocuklarını ve onlara ebiseler dikti, boyunlarına boncuklar taktı.
Ne diyelim Allah bağışlasın.
Öyle bir seviyeye geldi ki bizdeki bu hayvan sevgisi vallahi de insanları unuttuk.
Onlara hayvanlara gösterdiğimiz ilginin, saygının zerresini bile gösteremez olduk.
Maazallah!
Biri kazara şöyle "Hoşt!" dese yahut "Kışt!" dese var ya!
Off anam offf... Yandığının resmidir.
Neme lazım çalıyı dolaşmak çok daha evla geliyor bana.
Sakın yanlış anlaşılmasın! Benim de evimde 9 yaşında bir 'mimi' var; ne atabiliyorum, ne satabiliyorum.
Bir de bu yaşta öyle yaramaz ki bazen canımdan bezdiriyor beni.
Acıyorum onlara yeminle!
Yahu bunlar hayvan ve doğal yaşamlarından koparıp evlere hapsediyoruz onları.
Hani hepimizin bahçesi yok ki!
Demem o ki kedi köpek gibi değil, insan gibi yaşatmaya çalışıyoruz zavallıları.
"Otur oğlum!"
"Zıpla kızım!"
Bana bunlar hiç doğru gelmiyor.
Tasmalarını bağlayıp sokaklarda gezdiriyoruz bu hayvanları ihtiyaçlarını gidersinler diye.
Onlar rahatlıyor ama arkasından gelen biri o pisliğe basıyor veya kapının önü leş gibi kokuyor.
Olmuyor hanımlar, olmuyor beyler!
Aynı durumu siz yaşasanız ne hissedersiniz?
Madem ki o hayvanların sorumluluğunu üzerinize alıyorsunuz; Kraliçe Elizabeth gibi pisliğini de yerden alıp en yakın çöpe atmanız gerekir.
Yok yapamıyorsanız; bırakın sizin evinize pislesinler.
Kolay değildir hayvan sahiplenmek!
Yalnızca sevmek ve ruhen rahatlamak için aldığınız o hayvanların da ruh hallerini düşünmeniz lazım.
Hel hele "Ayyy ne güzel şey bu böyleee!" diyerek evlerine getirip o zavallı hayvanları üç gün sonra sokağa atanlara ise aşırı derecede kızıyorum.
Hem bakın!
Yeni hayvan hakları yasası çıktı haberiniz olsun.
Öyle canınız çekince alın, hevesiniz geçince atın durumları olmayacak bilesiniz.
En iyisi bırakın o güzel yaratıklar kendi doğal ortamlarında yaşasınlar.
Saygılarımla
Sebahat Karagöz






















