Siyaset ve politika kavramlarının birçok kişi tarafından aynı anlama geldiği zannediliyor. Oysa siyaset bir ilimken… Politika ise çoklu oyun anlamına geliyor. Hani İlmi siyasette deniliyor yaa… Bizim ülkemizde 2000’li yıllardan sonra artık siyaset değil, politika yapılıyor. Yani vatandaşa gösterilen yüz ile gerçekte hizmet edilen yer apayrı… Eyyy İsrail diyenler… Aslında Siyonizm’in en büyük hizmetkârlığını yapanlardır. Ülkemizde dönen dolaplar, vatandaşın önüne bir perde çekilerek bu perdenin arkasında çok farklı işlerin döndürülmesiyle yürümektedir. Bir bakıyorsunuz A partisinden milletvekili seçilip, hatta bakanlık makamına kadar yükselen ve makamı sayesinde devletin milyonlarca lirasını iç edenler… Yedikleri haramın tadı damaklarında kalacak olsa ki… Artık kendi partilerinde RANT bulamadıkları için fırsat bu fırsattır deyip, yeni kurulan partilere katılarak acaba YENİDEN RANT sağlayabilir miyim hesaplarındalar. Şahıs bu konuda beynelmilel olmuş, kendisine kabahat bulmuyorum. Asıl kabahat ne mal olduğunu bildiğin bir şahsı, sözde Milli Görüşçü olduğunu savunarak bu davaya üçkâğıtçıları alet edip onlara YENİDEN RANTIN kapısını açanlardadır.
Kimisi de sanatçılıktan umduğu parayı bulamayarak önce bir inşaat işine gireyim, oradan birkaç milyon yedikten sonra… Aaa YENİDEN RANT PARTİSİ kuruluyormuş. Şöyle bir sakal bırakıp, birkaç fotoğraf karesine gireni hiç geçmişini araştırmadan belediye başkanı adayı yapıyorlar. Anlaşılan partiye girmek için en önemli kriter geçmişinde sahtekar olmaktan geçiyor. Burada saf duygularla bu partiye gönül vermiş herkesi tabi ki de aynı kefeye koymuyorum. Benim asıl tepkim ağzına Milli Görüş Davasını alanlar nasıl oluyor da, bu üçkâğıtçıları partinin kapısından içeriye sokuyor. Geçmişini bilmeyenin geleceği karanlık olurmuş. Fatih Bey sen hele bir araştır bakalım babanın zamanında Refah Partisinde böyle dolaplar dönmüş mü? O dönemlerde yemeyen ve yedirmeyen Necmettin Erbakan’dan sonra RANT peşinde koşanlar tıpkı şimdiki gibi 2000 yıllarda kurulan yeni partinin yolunu tuttular. Çünkü Milli Görüş Davasının gerçek ERLERİ kendileri için değil bu millet ve vatan için siyaset yapmışlardı. Refah Partisinde siyaset yapıp köşeyi dönüp zenginleşen tek bir siyasetçi gösteremezsiniz.
Ülkemizde en iyi zenginleşme yolu maalesef politika yapmaktan geçiyor.2000 yıllardan sonra memleketi parsel parsel yemenin derdine düşüldü. Bu davanın cefasını merhum lider Necmettin Erbakan çekerken, sefasını ise sözde onun yolundan gelenler sürdü. Boşuna atalarımız dememiş; “Âlimden Zalim, Zalimden Âlim Doğar…” Her seçimden önce iktidarı eleştirecen, sonra ağzına bir parmak bal çalındığında bir anda politikada “U” dönüşü yapıp bir gecede ittifak ortağı olup seçim bitinceye kadar susacan… Sonra ise seçimler bittikten sonra bu milleti salak yerine koyarak, eleştirilerine kaldığın yerden devam edecen. Yaaa sen bu üçkâğıt politikasını kimden öğrendin. Babanın derslerinde anlattığı “ÜÇKAĞAT” meselesi böyle değildi. Belli ki sende “Milli Görüşün” ne olduğunu anlamamışsın. Eee boşuna hocamız meclis kürsüsünden; “Ben Anlatacağım, Siz Yine de Anlamayacaksınız… “ diye söylemiyormuş.