Hz. Ömer tarafından söylenmiş olan “Devletin Dini Adalettir.” sözü, anlamak isteyene aslında çok şey anlatmaktadır. Lakin anlamak istemeyene ya da işine gelmeyene “ADİL” bir düzen lazım olmaz. Tam aksine onlar adaletsizlikten beslenirler. İster kabul edin ister kabul etmeyin, ülkemizin adalet sisteminde çok büyük bir çöküş yaşanmaktadır. Ulusal basında ve sosyal medyada birçok adliyede rüşvet skandalları dillendirilmektedir. Bu rüşvet çarkı hâkiminden tutun, savcısına kadar ve hatta mübaşirine bile inmiş iddiaları dile getiriliyor. Adalet sisteminde yaşanılan bu çöküşün tek sebebi rüşvet değil tabi ki… Özünde zerre adaet bulunmayan bu kişileri hâkim ve savcı olarak atayanlara sormak lazım, öyle sen hâkim oldun demekle… Hâkim olunuyor muymuş? Allah’ın sıfatlarından biri olan, “HÂKİM; Hüküm ve Hikmet Sahibi…” anlamına geliyormuş. Yani, İslam hukukuna göre; “Allah’ın adaletini yeryüzünde uygulayan…” manasındadır. (İfadenin açıklaması uzun olacağı için özet olarak, kullanılmıştır.) Hâkim olan kişi, Yaradan adına onun emrettiği hukuka göre karar vermektedir. Şimdi ya Semra Hanım sen İslam Hukukundan ve Şeriattan bahsediyorsun diyenler olacaktır.
Yarın; hakkın huzurunda vermiş olduğu adaletsiz kararlar yüzünden ahret hayatı iflas etmiş yöneticiler ve hâkimler, ben kararlarımı mevcut hukuka göre verdim ya da falanca siyasetçi talimat verdi o neyi dediyse ben onu yaptım demek acaba bu hukukçuları kurtaracak mı? Sorunun cevabını merak edenler açıp yüce kitabımız Kuran-ı Kerimi okuyabilirler. Liyakatsizlik bir tarafa özellikle 2016 yılında yaşanılan FETO darbe kalkışması sonrasında birçok hâkim ve savcı meslekten mecburen men edildi. Peki, yerlerine kimler alındı? Kimler mi? Ben söyleyeyim; daha hukuk fakültesini yeni bitirmiş çoluk çocuklar zerre tecrübeleri olmadan bu ülkede hâkim ve savcı olarak atandılar. Uzaktan eğitimle hukuk fakültesini bitirenleri de unutmayalım. Hâkim ya; Cenabı-ı Allah adına karar verecek kişilerden bahsediyorum. Bu ifadeleri siyasetçiler iyi okusunlar. Bu çoluk çocuklara talimat verenler artık öyle ülkeyi yönetenler değil sadece… İlimizde bile parti yöneticileri, milletvekillerinin abileri, akrabaları menfaatleri uğruna kimi zaman hatır için kimi zamanda para karşılığında adaletin tecelli etmemesi için ellerinden gelini artlarına koymuyorlar.
Bu yaşananlar sadece adalet sisteminde mi? Zerre devlet geleneğine sahip olmayan torpillileri ilçelere kaymakam olarak kimler atadı? Ülkenin iç işleri bakanı nereliyse bir bakıyorsun ki kaymakamların yüzde yetmişi o ilden atanmış. Bak sen bu tesadüfe… Özellikle eski içişleri bakanı Süleyman Soylu döneminde yaşanılanlar didik didik incelenmelidir. Sayın Ali Yerlikaya’nın içişleri bakanı olmasıyla birlikte ülkemizde mafyaya, çetelere, dolandırıcılara, naylon faturacılara ve kara paracılara yönelik operasyonlar hızlandı. Sosyal medya fenomeni olan ve hakkındaki iddialar nedeniyle gözaltına alınarak tutuklanan Dilan Polat benzeri yüzlerce benzeri vaka bulunmaktadır. Daha düne kadar yarılığa çaylık yapanlar üç beş senede nasıl milyoner oldular? Hangi milletvekili tarafından kollanıyorlar? Bu kollanma işi sadece hatır için mi, yoksa yapılan işlerin karşılığında mı? Siyaset, mafya ve her işin adamlarına bakalım operasyon sırası gelecek mi? İşte o zaman tanıklarıyla birlikte bu kirli işleri satır yazıp siyaset destekli devletin nasıl milyonlarca lira zarara uğratıldığını gözler önüne sereceğiz.