Kaza mı? Yoksa kader mi? Diye konuşuluyor yaa… İşi dini boyutta ifade etmediğimi de belirtmek istiyorum. Şimdi bu maden faciaları kazaysa… Neden bu kazalar yabancıların ülkemizde çalıştırdığı maden ocaklarında da olmuyor? Diye insan düşünmeden geçemiyor tabiî ki. Dünyada en çok maden ekipmanı üretimi yapan ülke Çin dir. Lakin sağlamlık açısından en iyi ekipmanı Almanya üretiyormuş. Şimdi bu bölüme dikkat etmenizi istiyorum. Çin devletinde maden ocaklarının güvenliği yasa ile garanti altına alınarak; tüm maden ocaklarında alman ekipmanlarının kullanılması zorunlu hale getirilmiştir. İşte buna insan yaşamına ve güvenliğe verilen önem deniyor. Peki, bizim ülkemizde can güvenliğine verilen önem sizce yeterli mi? Hemen kısa bir araştırma yapalım.
Yakın tarihte Soma..Şimdi ise Bartın.Yitip giden canlar, sönen ocaklar ve yetim kalan çocuklar…Kaza mı? Kader mi? İhmal mi? Yoksa cinayet mi? Birilerinin sırf para kazanmak hırsıyla acaba kaza geliyorum mu, demiş. 06.05.2019 tarihinde Sayıştay’ca, Türkiye Taşkömürü Genel Müdürlüğüne gönderilen 65 sayılı denetim raporunda; “ -300 metre derinliğin geçilmiş olduğu, bu derinlikte yüksek oranda metan gazı tespit edildiği…” Yine 18.06.2019 tarihinde yapılan denetimde; “ -350 metre Rekup Sol Kalın Damar tabanda yapılan sondajda 6. metrede yine 9,1 metre küp ton metan gazı oranının, normalden çok yüksek olduğu konusunda uyarı yapılmış.” Sonuç olarak -300 metre derinlik seviyesinin metan gazının yoğunluğundan ötürü insan sağlığı açısından çalışılmasının güvenli olmadığı; ilgili raporda açıkça ifa ediliyor.
Bu ilgili rapor tüm maden ocakları için genellenemez tabiî ki. Jeolojik olarak her madenin toprak yapısı ve metan gazı oranı farklı olabilir. Lakin 2019 yılında yayınlanan Sayıştay raporu dikkate alınsaydı; tam 3 yıl önce birçok önlem alınabilirdi. Kaza adeta göz göre göre geliyorum demiş. Şimdi ne olur biliyor musunuz? Ailelere maddi yardım edilir. Medya birkaç gün bölgeden haberler yapar. Olay tartışma programlarında birkaç kez ele alınır. Siyasiler sırasıyla bölgeyi ziyaret edip; yaralılara acil şifalar, ölenlerin ailelerine ise baş sağlığı dilerler. Sonra olay unutulup gider. Ölen ölmüştür. Canlar yanmıştır. Çocuklar yetim kalmıştır. Göstermelik soruşturma açılarak, siyasi arkası olmayan birkaç önemsiz görevli, yaşanılan kazada ihmalleri oldukları gerekçesiyle görevden alınırlar. Asıl mesele ne biliyor musunuz? Maden ocağı ister devlete ait olsun, isterse özel sektöre… Can güvenliği açısından alınacak önlemlerin maliyeti göz önüne alınarak, kazalarda verilen paranın daha az olduğunun hesabını yapanları Allaha havale etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden!