14 Mayısta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışan adaylar %50+1 oy alamayınca, malum seçim ikinci tura kaldı. İkinci turda yarışacak olan Cumhur ve Millet İttifakları adayları arasında yaklaşık olarak %5’lik bir oy farkı bulunmaktadır. Bu oy farkı da matematiksel olarak; 2,5 milyon seçmene denk gelmektedir. Yani ilk turda seçime girmiş olan ve ikinci turda seçilemeyecek olan adayların oy potansiyelleri bir yana, ikinci turda seçime dâhil olacak olan seçmen sayısının artması durumunda, seçimi çantada keklik görenlerin hesapları alt üst olacaktır. Ne demiş atalarımız: “Dereyi görmeden, paçaları sıvamayınız.” Önceki yazımda da ifade ettiğim gibi Erdoğan karşıtı görünen Muharrem İnce ikili oynayarak el altından Cumhur İttifakına çalışmıştır. İstediği kadar Tayyip Erdoğan alehinde konuşsun… Kimlerin değirmenine su taşıdığı 14 Mayıs 2023 seçimlerinde ayan beyan ortadadır. Diliyle karşıt olsa da… Farklı bağlarla Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın destekçisidir.
28 Mayısta yarışacak olan Cumhurbaşkanlığı adaylarına çeşitli şartlar sunarak destek olacak olan siyasilerin bir önceki seçimlerde almış oldukları oy oranlarının doğrudan yansıması mümkün değildir. Yani Sayın Sinan Oğan’ın almış olduğu yaklaşık %5,2’lik oyun tamamı Sayın Oğan’ın Cumhur İttifakını desteklediği için o ittifaka gitmeyecektir. Uzmanların da ifade ettiği gibi bu oyların üçte biri anca o adaya gider. Diğer üçte biri karşı adaya giderken geri kalan üçte birlik kesim ise sandığa hiç gitmeyecektir. Uzun lafın kısası seçimin asıl kaderi, ilk turda oy kullanmayan yaklaşık sekiz milyon seçmenin ikinci turda oy kullanmaları olacaktır. Şahsi kanaatimde ikinci tura olan katılımın ilk turdan daha fazla olacağı doğrultudadır. Bunu yurt dışı oylarında yaşanılan artıştan da anlayabiliyoruz. Öyle %5’lik fark var diye bu seçim birilerin dediği gibi bitmiş değildir. Siyasette yirmi dört saat çok uzun bir zaman dilimidir. Her ne olursa olsun mutlaka sandığa gidip oylarımızı kullanmalıyız. Şunu sakın unutmayın seçimlere katılım sayısına göre yüzdelik hesaplar yeniden değişecektir.
28 Mayısta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi artık son haliyle yirmi yıldır ülkeyi yönetmekte olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın gitsin mi yoksa kalsın mı; seçimine dönüşmüştür. Yani bir nevi tamam mı yoksa devam mı gibi… Değişim isteyen herkes 28 Mayısta siyasi düşüncesi her ne olursa olsun tüm fikirleri ve ideolojilerini bir kenara bırakarak Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’na oy verecekler. Ekonomik sorunlar, adalet arayışları, demokratik yönetim, ifade ve basın özgürlüğü, baskıcı yönetim anlayışına karşı olduklarını ifade en muhalifleri Kemal Kılıçtaroğlu’nun etrafında toplanırken… Savunma sanayinde atılan adımlar, ulaşım hizmetleri, yerli otomobil ve çıkartıldığı müjdelenen yer altı kaynaklarını ön plana sürerek oy kitlesini korumayan çalışan Tayyip Erdoğan arasında gerçekleşecek olan bir Cumhurbaşkanlığı seçimine şahit olacağız. Seçim bir yana kur korumalı mevduat sisteminden ötürü tüm kamuoyunun ortak görüşü baskılanan dolar kurunun seçim sonrasında patlayarak yeni bir devalüasyon vakasıyla karşılaşacağımızdan yanadır. Yani olan yine vatandaşa olacaktır. Yılsonuna kadar fiyatlarda %50’yi artan bir artışla karşı karıya kalacağımız öngörülüyor. İnşallah siyasiler itibardan ödün verilmez diyerek devletin tüm yükünü ek vergilerle vatandaşın sırtına yüklemezler. İşte o zaman vatandaş yandım Allah diye fert eder! Çünkü seçim demek ek maliyet dektir.
