Bu hafta sizlere bir aile masalı anlatacağım. Bir varmış… Bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Develer tellal iken… Pireler berber iken… Ülkenin birinde zevki sefa içinde yaşayan, bir saltanat ailesi varmış. Bu ailenin tek özelliği ülkeyi yöneten yöneticinin teyzesinin çocukları olmakmış. Hiçbir vasıfları olmamasına rağmen bu aileye mensup olan her birey mutlaka devlet kademesinde çok önemli bir göreve getiriliyormuş. Yok, efendim birilerinin hakkı yenmiş, vay efendim kul hakkına girilmiş… Aman sende saltanat ailesi bu işte tabi ki ayrıcalıklı olacaklar. Bu zamanda kul hakkını düşünen mi kalmış. Hele Allah korkusu bunlarda hak getire… Birde bu ailenin etrafını saran menfaatçi yalama tayfaları varmış. Kendi kendilerine devletçilik oynuyorlarmış. Hani ülkenin başkentinde ülkenin yöneticisi devlet kabinesini topluyormuş ya… İşte bu ailede İbrahim adında bir saltanat mensubu varmış. Oda kendini tatmin etmek için köyünde kabineyi toplayıp, şehrin yöneticilerinden brifing alıyormuş. Ee el mahkûm menfaat işi bu bir mevki ya da bir makam için yalıyorlarmış bu aileyi… İbrahim yalanmaktan parlamaya başlamış.
Günün birinde köylerine üniversite lojmanları yapılmış. Aile o kadar bu saltanat işlerine alışmış ki… Lojmanların bulunduğu bu yerleşkeye her dolmuş giremezmiş. Kapının dahi anahtarını kendi istediklerine verip, biz istersek her şeyi yaparız zihniyetine bürünmüşler. Birde Semra diye gazetecilik yapan bir kız varmış. Zaman zaman bu ailenin yediği fuşkileri yazarmış. Yazıları okuyan saltanat ailesi mensupları hemen telefona sarılıp, şeref yoksunu savcılara ; “Beni ilgilendirmez. Bir yolunu bulun ve şu kızın yazısını yayından kaldırın talimatları verirmiş.” Ee talimat saltanat ailesinden olunca hak hukuk işleri bir anda tedavülden kalkarmış. Dedikleri edilmezse yarın öbür gün tayin zamanında savcılar ve hâkimler mağdur olabilirmişler. Birileri canını dişine takıp sınavlara çalışarak terfi etmeye çalışırken, bu hak yiyiciler… Soyadı kanunu sayesinde… Liyakate göre hayal edemeyecekleri makamlara atanıyorlarmış. Ne güzel dimi hiçbir işe yaramadan yan gelip yatarak milyonlarca insanın hakkının geçtiği devlet hazinesinden okkalı maaşlar alarak böylesine bir saltanat sürmek herkese nasip olmaz.
Birileri de terfi edecem diye çalışsın dursun. Ne çalışıyon kardeşim? Git soyadını sende iki harfli yap. Hele birde İbrahim’i iyi bir yalarsan en az bir ilçe müdürü olursun. Bak bizim AVARELE… Aklını kuşa taksan kuş ters uçar. Vasıf dersen zerresi yok. Liyakat ona teğet bile geçmemiş. Vebalin ta kendisi… Peki, nasıl olmuşta… İlçe müdürü olmuş? Çok kolay, çünkü soyadı iki harfli… Hoş bunun İbrahim’im ide Adnan’ı da AVAREL’den çok farklı değil yani. Bu saltanat ailesinin acaba hangisi aldığı maaşı hak ediyor? İşte onu ahirette göreceğiz. Zannediyorlar ki bu kervan hep böyle gider. Merak etmeyin sizin göz ardı ederek yemeye alıştığınız adalet Yardanın ilahi adaletiyle ER ya da geç tecelli edecektir. İşte o zaman vay sizin halinize… İşin komik tarafı ise ne biliyor musunuz? Daha düne kadar, kaymağını yedikleri bu siyasi anlayışa mensup kişileri küçümsemek için onlara; “Torba göt…” diye hitap eden bu saltanat ailesi söz konusu menfaat olunca bir anda, torba göt sevici oldular. Ee menfaat bu inşallah gelecekte, LGBT iktidar olmaz. Vallahi hepsi çıkıp bizde aslında sizdendik, derse şaşırmam