Bağımsızlığını kazanmasının ardından 1924 yılında il olan Rize bu güne kadar birçok vali görmüştür.
Ama sanırım Kemal Çeber gibisini ilk defa gömüştür. Neden hep gelen gideni aratır? İlimize atanan
her yeni vali ile birlikte bir beklenti içerisine giriyoruz, lakin yaşanılan süreç vatandaş ve çalışanlar
açısından her seferinde bir hüsrana dönüşüyor. Vatandaş ve çalışanlar dert yanarken, Kemal Çeber
gibi valiler siyasetin en sevdiği bürokratlar oluyorlar. Görünüşte güler yüzlü ve sempatik… Arka planda
ise çok farklı… Bir gazeteci olarak sanırım vali beyin sansürüne en çok şahsım maruz kalmıştır.
Doğrudan korumalarını medya kuruluşlarına gönderip, yazılarımın kaldırılmasını rica ettiğine
varıncaya kadar, her engelinizden haberdardım. Sayın Valim gülen yüzünüzün ardında birilerinin
isteğiyle doğruların yazılmasını istemiyordunuz? Özellikle Milli Eğitim Müdürlüğünde dönen
dolaplara göz yumdunuz. Kumpas kurulan ve haksızlığa uğrayan onlarca kişinin günahına sizin
izninizle girildi.
İnşallah vicdanınız rahattır. Hiç merak etmeyin… Belki bu dünyada işiniz iş ama… Haberiniz olsun
ahirette sınavınız çok ağır olacak. Ne diyordu Yeri Göğü Yaradan ; “Bana kul hakkıyla gelmeyin!” . Milli
Eğitim Müdürlüğünde bir namussuzun çevirdiği onca fırıldaklıklara bilerek ve isteyerek göz
yumdunuz. Yarın Hakkın huzurunda “ADALET” diye yakanıza yapışırlarsa… Yaa bana bu talimatları
şunlar, bunlar verdi… Demek kar etmeyecektir. Güle güle Sayın Valim güle güle… Unutmayın İlahi
adalet er ya da geç tecelli edecektir. İşte o zaman sizin, KİBAR BEYİN ve soyadı iki harflilerin halini çok
merak ediyorum. İlahi adalette öyle bir mahkemeye çıkacaksınız ki; hâkimin kendisi her şeye şahit
olan olacak. Siz susacaksınız… Elleriniz… Gözleriniz konuşacak. Amellerinizin buz dağı misali eridiğini
göreceksiniz. Çünkü Resulullah diyor ki; Allah bir kuluna iftira ile haksızlık yapıldığında… O iftirayı ve
haksızlığı yapan kişinin ahiret hayatını iflas ettirirmiş.
Allah yardımcın olsun VALİ BEY… İnşallah bundan sonraki hayatında adaletli olmayı öğrenirsiniz. Ben
dâhil eminim ki birçok kişi size hakkını helal etmemiştir. Hele öyle biri var ki… Hani diyor ya ; “Alma
mazlumun ahını, çıkar aheste aheste…” . Şimdi bu yazıyı okuyunca… Ya ben hatırlamıyorum.
Derseniz… Eee malum koca beş yıl… Zamanda çabuk geçiyor. Haksızlık karşısında susana ne
deniyordu? Sayın Valim size zakkum hediye edecekler… Ama biraz daha vakti var. Hiç merak etmeyin
kibarlar, avcılar, erler hep birlikte olacaksınız. Gidişinize inanın o kadar sevindim ki bundan sonrasını
Gaziantep düşünsün diyorum. Eminim ki orada da siyasilerin en sevdiği vali siz olursunuz. Eşiniz yine
halk eğitim merkezini tekeline alarak, istediği kişilere istediği kursları açtırır… Hatta hiçbir resmi sıfatı
olmamasına rağmen birçok resmi toplantıya başkanlık yapar. İyi iş valla… Tepeden aşağı saltanatı
yaşıyorsunuz. Yazımızı Yunus Emre’nin şu sözleriyle bitirelim: “Mazlumun ahı… İndirir şahı… Her
şeyin… Bir vakti vardır!”