(Ak Parti yapınca helal… CHP yapınca haram oluyor!)
Siyasette ve iş dünyasında başarıya etki eden en önemli unsurlardan bir tanesi de kaliteli danışmanlara sahip olmaktır. “Bir siyasetçi danışmanları kadar başarılıdır. “sözü… Siyasette sizi destekleyecek ve başarınıza olumlu yönde katkı sağlayacak bir danışmanın önemini sanırım fazlasıyla ifade etmektedir. Kaliteli bir danışman başarıya olumlu yönde etki ederken, kalitesiz yani bilgisiz bir danışman ise tam aksine yarardan daha çok zarar vererek olumsuz yönde etki eder. Kültürümüzde ve inancımızda istişarenin çok önemli bir yeri vardır. İstişare eden başarılı olurken, kafasının dikine gidenler ise hatanın kendilerinde olduğunu bir türlü görmek istemezler. Son günlerde ulusal medyamızda bir danışman krizi çıkmış. CHP lideri Kemal Kılıçtaroğlu’nun daha önce eski Almanya başbakanı olan Angela Merkel’in danışmanlığını yapan; Jeremy Rifkin’i ekonomi alanında baş danışman olarak görevlendirmesiyle birlikte yandaş medyada, işte yeni Kemal Derviş diyerek aleyhte karalama propagandası başlatıldı.
Yandaş medyanın uğultusundan, anlaşılan Jeremy Rifkin’in, CHP lideri Kemal Kılıçtaroğlu’na danışman olması Ak Partiyi oldukça fazlasıyla rahatsız etti. Peki, bu rahatsızlığın asıl sebebi nedir? Jeremy Rifkin’a yeni Kemal Derviş yakıştırması yapanlar, 2002 yılında iktidara gelen Ak Partinin senelerce Kemal Derviş tarafından oluşturulan ekonomik programı harfiyen uygulamaya devam ettiklerinden bir haberler sanırım. Ya da haberleri var ama bu bilgiyi doğrulamak işlerine gelmiyor, olabilir. Kim bilir beklide, eski Almanya başbakanı olan Angela Merkel’in başbakanlığı döneminde uzun süreli sağlamış olduğu ekonomik başarının, kendi siyasi emelleriyle çelişeceği endişesini taşıyor olabilirler. Çünkü eskiden kafasının dikine giden CHP, son zamanlarda olumlu adımlar atmaya başladıkça, yaşanılan oy kayıplarıyla birlikte Ak Partinin kimyası bozulmaya başladı. Başarılı olmak isteyen CHP yurt içinde ve yurt dışında partiye olumlu katkı sağlayacak katılımlara kesinlikle devam etmelidir. Bilhassa Ak Parti tarafından küstürülen milliyetçi kanada yönelmelidir. Toplumun her kesiminden oy alabilmek için ayrıştırıcı bir siyasi anlayış yerine bütünleştirici bir siyaset anlayışı benimsenmelidir.
Yandaş medyada rahatsızlığın dozu öyle bir seviyeye ulaştıkı…2023 seçimlerinden sonra, CHP’nin iktidara gelmesi halinde; Jeremy Rifkin’in yeni ekonomi bakanı olacağını bile iddia etmeye başladılar. İşlerine gelmeyince, Anayasayı da görmezden gelen yandaşlar; “ Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan bir kişinin ülkemizde milletvekili seçilemeyeceği gibi bakanda olamayacağı…” gerçeğini, yine siyasi malzeme yapmak uğrunda görmezden geliyorlar. Vayy efendim neden yabancı bir danışman görevlendirilmiş, yaygarasını yapan sayın yandaşlar… 2018 yılında yabacı bir danışmanlık şirketi olan Mckinsey ile yapılan antlaşmayı ne çabuk unuttunuz. Siz yapınca görmezden gelen yandaş medya, CHP yapınca basıyor yaygarayı… AK Parti HDP ile görüşünce MHP tarafından bile olumlu yönde desteklenirken, CHP’ye aman haa sakın siz bizim yaptığımızı yapmayın, deniyor. Yoksa size helal olan CHP’ye gelince mi haram oluyor. İsterseniz birde kendi danışmanlarınızın uyruğunu ve etnik kimliklerini bir gözden geçirip, öyle eleştiriler yapın. Yazımızı Can Yücel’in zengin ve fakir arasındaki farkları anlattığı sözlerle bitirelim. İmanla-para gibi siz istediğinizi zengin istediğinizi fakir yerine koyun…
Fakirin gayri meşru çocuğu olursa piç… Zenginin olursa yasak aşkın meyvesi olur. Fakir, kız peşinde koşarsa sapık… Zengin koşarsa playboy olur. Fakir toplanırsa çete… Zengin toplanırsa toplantı olur. Fakir çalarsa hırsızlık… Zengin çalarsa yolsuzluk olur. Kavramların bile cepteki paraya göre değiştiği bir dünya’da adalet arıyoruz.