Esenyurt Belediye Başkanı ; hakkında seçilmeden evvel başlanmış örgüt üyeliği soruşturması kapsamında tutuklandı. Sürecin bu kadar uzun sürmesi ve Belediye Başkanı seçilmesi sonrası düğmeye basılması bir tesadüf olamaz. Adamın tutuklanmasından hemen bir gün sonra Belediye’ye kayyum atanması da doğru bir görüntü değil. Türk yargısının iktidardan yana taraflı ve iktidara bağımlı görüntüsü ve yaygın adli yolsuzluk , rüşvet algısı nedeniyle bu soruşturmalara vatandaş şüpheyle bakıyor. Fotoğrafta ki anket sonuçları gerçekten çok vahim. Yargıya güven % 1,4 . Diyanet % 2 , siyaset % 1. Dünya ülkeleri arasında hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye Etiyopya’dan sonra 107.nci sırada. Halkın sadece % 18,5’i Türkiye’de adaletin olduğuna inanıyor.
Basına yansıyan ifade tutanağında pek de dişe dokunur bir şey görmedim doğrusu. Dosyada ki delil durumunu , adamın suçlandığı olguları , somut olayları bilmiyoruz. Bu nedenle kesin bir kanaat bildirebilmek olanaksız. Ancak dediğim gibi yargının durumu bu tür soruşturmalarda kamuoyuna güven vermiyor.
Yalnız CHP’lilerin savunduğu gibi Masumiyet karinesinden yola çıkarsanız “aksi kanıtlanıncaya kadar herkes masumdur” diyerek tutuklama ve adli kontrol tedbirlerini işlevsiz kılarsınız. AİHM ve AYM içtihatları gereğince ; Masumiyet karinesi adli makamların soruşturma ve kovuşturma işlemlerini yapmalarına, bu çerçevede şartları oluşmuşsa koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Anayasa’nın 19. maddesindeki güvencelere uyulması şartıyla kişi hakkında tutuklama tedbirine başvurulması da masumiyet karinesinin ihlal edildiği anlamına gelmez.Masumiyet karinesinin ihlali ; basına servis edilen soruşturma bilgileri nedeniyle söz konusu olabilir.
Tutuklansa bile bir kişi suçlu muamelesi göremez ve hakim kararına kadar suçsuz görülür. Kuvvetli suç şüphesi , kaçma şüphesi , delilleri karartma şüphesi gibi şartlar oluştuğu ve suçun kanunda öngörülen ceza miktarı , tutuklama şartı olan katalog suçlardan olması hallerinde tutuklama kararı verilebilir. Tutuklama insanların üzerinde en ağır etki yaratan güvenlik tedbiridir ve hukuk sistemimiz de hatalı tutuklamalarda kişilerin maddi ve manevi mağduriyetleri de asla tam olarak giderilemez. Bu nedenle tutuklama en son çaredir. Bu ilkeler çerçevesinde dosya muhtevasını bilmediğimizden iki yönlü de yorum yapılabilir. Adam Belediye Başkanı kaçacak hali yok imza ve yurt dışına çıkış yasağı tedbirleri uygulanabilir denebilir. Silahlı terör örgütü üyesi olma iddiası kuvvetli deliller varsa tutuklama sebebidir , kanun önünde herkes eşittir , Belediye Başkanının suç işleme özgürlüğü , dokunulmazlığı yoktur da denilebilir.
Olayın gözardı edilmemesi gereken önemli bir yanı ise ; Esenyurt gibi İstanbul’un en problemli , kozmopolit , yabancı sayısı ve suç oranı en yüksek , terör ve çıkar amaçlı suç örgütlerinin cirit attığı bir ilçeye ; PKK iltisaklı olduğu açık olan bir şahsın CHP tarafında Belediye Başkan adayı olarak gösterilmesidir. 694 PKk’lı ile telefon görüşmesi olması , aynı aşiretten olduğu için görüştüğünü iddia ettiği PKK yöneticisi Remzi Kartal’la 14 kes telefon görüşmesi yapması , yazdığı romanda ki dağa çıkıp askerle çatışan PKK’lı kahramanı yüceltmesi gibi olgular karşısında bu adamı örgütün en güçlü olduğu ilçelerden birine Belediye Başkanı yapmak akıl işi değil. Ancak DEM kontenjanından CHP listesinden aday gösterildiği de anlaşılıyor.
Ha bu lakırdılara karşı ; ulan sizde APO çıksın gelsin TBMM kürsüdünde konuşsun dediniz bu adamın ne günahı var derseniz ; diyecek bir şey yok sizde haklısınız….