Son günlerde belediyelerin konserlere ödediği ücretler kamuoyunda tartışılıyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Beykoz Belediyesi'ne konser incelemesi başlatıldı.
Ankara’daki incelemenin gerekçesi, Cumhuriyet'in 101'inci yıl kutlamaları kapsamında, 69 milyon liralık konser harcaması yapıldığı iddiası.
Aynı şekilde İBB ile Beykoz Belediyesi için de inceleme başlatıldı.
Hukuki süreç devam ediyor.
Yalnız gönül ister ki bu denetimler, incelemeler sadece CHP'li belediyeler için değil objektif şekilde parti ayrımı gözetmeksizin tüm il ve ilçe belediyelerine yapılsın.
Sadece konserler ilgili değil varsa bir usulsüzlük, yolsuzluk ilgili belediyelerin başkanları, daire amirleri cezalandırılsın, kimsenin gözünün yaşına bakılmasın.
Gelelim belediyelerin konser ve festival meselelerine…
Durumu genelden yerele indirmek gerekirse Trabzon'da da bazı belediyelerde geçen yaz konserler festivaller düzenlenmişti
Festival denince ilk akla gelen ilçe Akçaabat.
Hiçbir yıl Akçaabat'ta festivaller sekmez, her yıl yapılır.
Ama vatandaş ise göstermelik işlerden ziyade Trabzon'un en büyük iki ilçesinde daha büyük yatırımlar istiyor, eksikliklerin ivedilikle tamamlanmasını istiyor.
Her neyse geçen yaz Araklı ve Arsin belediyeleri de konserler düzenlemişti bu yok zamanda!
Belediyelerin asli görevleri konserler vermek, festivaller düzenlemek değildir.
İlla da bu konserler belediyelerce yapılacaksa cüzi rakamlarla yapılmalı.
Bu düşünceyi sürekli savunanlardanım.
Yasal olarak belediyelerin önlerinde bir engel olmasa da bence bu işlerden çok vatandaşın öncelikle problemlerini çözüm üretsinler.
Hele şu ekonomik buhranda konserlere verilen ücretler, festivallere harcanan paralar israftan başka hiçbir şey değil.
Şuanda belediyelerin böyle bir lüksü hiç ama hiç yok.
Sanat camiası belediyelerden değil, müzik firmalarından beslensin, belediyeler vatandaşlara hizmet yeridir, sanatçıları besleme yerleri değildir.
Neymiş efendim, "Bu paralar belediyenin kasasından çıkmıyor, sponsorlarla hallediyoruz."
Öyle de olsa bu zamanda lüks bu iş kardeşim.
Bu sponsorları kentlerin daha çok yatırım alması için sorunların giderilmesi için kullanmaya çalışın.
Hani sıkışınca vatandaşın sürekli yüzüne vuruyorsunuz ya "Borcumuz çok, kaynak yok" diye…
İşte bu konserler, festivaller için bulduğunuz sponsorları vatandaşın yararına kullanın.
Laf cambazlığı kimse yapmasın.
Hiçbir belediye başkanı, vatandaş saf yerine koymasın.
Varsa paranız, vatandaşın acil ihtiyaçlarını karşılayın, kentlerinizi yatırımlarla ihya edin.
Bırakın tribünlere oynamayı, icraat yapın.
Yatırıma veya vatandaşın sorunlarına gelince para yok ama konsere, festivale var!
Yemezler arkadaş, çalgı çengiye para var yatırıma sıra gelince yok.
İş yapın iş. Bırakın sazı, davulu, zurnayı…
Burada belediyelerin konser ve festival düzenlemelerini savunanlara da bir çift sözüm var.
Yok efendim, "Mahallemizin yolunu asfalt döktüremiyoruz, istinat duvarını yaptıramıyoruz, cadde ve sokaklarımız perişan vaziyette" gibi sözlerle ağlamayacaksınız.
Şuanda herkes biliyor ki birçok belediye batak durumda, bırakın yatırım yapmayı kimi belediyeler, personelin maaşını ödemekte bile zorlanıyor.
Bu yüzden en azından şimdi konser veya festival zamanı değil.
Belediyelerin düzenlediği o konserlerde, festivallerde tüysüz yetimin hakkı var.
Milletin parasını çarçur etmeye kimsenin hakkı yok.
TEDBİR YOKSA GÖZYAŞI VAR
Rize'de dün meydana gelen 4.7'lik ve 4.8'lik deprem herkesi büyük endişeye sevk etti.
Çok şükür ki can kaybı yaşanmadı ancak bazı yapılarda hasar meydana geldi.
Bu deprem Karadeniz Bölgesi için çok ciddi bir uyarıdır.
Sanırım bu kez 'Karadeniz deprem bölgesi değildir' algısı yıkılmıştır.
Rize'deki deprem bize şunu bir kez daha gösterdi; o da şu 2000'li yılların başından beri bilimsel raporlarla mücadele eden, yetkilileri uyaran Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş'ın ne kadar haklı olduğunu…
Bazı çehreler tarafından 'felaket tellalı' olarak nitelendirilen Osman hocamız umarız bu kez ciddiye alınır.
Başımıza büyük felaketler gelmeden, acılar yaşanmadan, yürekler yanmadan Trabzon, Rize ve diğer illerde yapı stokları incelemeye alınmalı.
Çok eski ve riskli binalar yıkılmalı kimileri de güçlendirilimeli.
Depreme yönelik yatırımlara öncelik verilimeli, bilimin sesine kulak verilmeli.
Her zaman dediğimiz gibi felaketler yaşandıktan sonra insanlar öldükten sonra önlem alsanız ne olur almasanız ne olur.
Önemli olan facialar gelmeden tedbir almak.
Burada başta belediyelerimiz olmak üzere ilgili tüm kuruluşlara görev düşüyor.
Kimse parasızlıktan, kaynak olmadığından dem vurmasın, istenince konserlere, festivallere, şuna buna çok iyi kaynak, para bulunabiliyor.
İnsan hayatı her şeyden önemliyse hemen harekete geçilmeli uzman kişilerin görüşleriyle birlikte çalışmalara başlanılmalı.
Deprem yaşandıktan sonra sadece birkaç basın açıklamasıyla veya kuru uyarılarla bu iş geçiştirilmemeli.