AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Metin Külünk, birkaç gün önce sosyal medya hesabından ekonomi yönetimi ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Tabii bu açıklamalar kamuoyunda bir hayli ses getirdi.
Sayın Külünk’ün açıklamaları ülkemizin içinde bulunduğu durumu özetler nitelikteydi.
Açıkçası Külünk, milyonların sözcüsü oldu.
Külünk özetle diyor ki ‘2023 yolunda ilerlerken en kritik alan olan ekonomide kaynakların betona, holdinglere ve büyük şirketlere akıtılmasının önüne geçilmeli ve halkın refahına odaklanılmalıdır. Türkiye'nin büyüme sorunu yok diyerek bu işin içinden çıkılamaz.’
Evet, can alıcı nokta burası.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki AK Parti’nin kendi içerisinde bu tür eleştirilere pek alışık değiliz.
AK Parti’nin temsilcilerinden kitabın ortasından konuşurcasına hakikatleri ortaya koyan, sorunları, sıkıntıları dile getirenlere açıkçası pek şahit olmadık bugüne kadar.
‘Konuşursam ben ve partim zarar görür’ sığ bir bakış açısı ile hareket edildiği müddetçe aslında hem partinize hem de kendinize ihanet ediyorsunuz.
Ayrıca yanlışta da ısrar edilmesine neden oluyorsunuz.
Bunun bedelini de millet ödemek zorunda kalıyor. Oysa vatandaşa karşı sorumluluğunuz var.
Siz sorunları görmezlikten geldiğiniz sürece, vatandaşların feryadını duymazlıktan geldiğiniz müddetçe partinize iyilik değil, kötülük ediyorsunuz. Bunun bedeli de ağır olur!
Ortadaki bir sorunu illa ki muhalefet dile getirecek diye bir kaide yok ki bunu iktidar temsilcileri de pekala dile getirebilmelidir. Tıpkı Külünk’ün yaptığı gibi.
Milyonlarca vatandaşımızın farkında olduğu hakikati tüm şeffaflığı ile gözler önüne serdi.
Ne diyor Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy “Zulmü Alkışlayamam” şiirinde,
‘Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!’
Evet Milli Şairimizin dediği gibi hakkı tutup kaldırmak gerek… Bedeli ne olursa olsun yapmak gerek.
Makam, koltuk kaygısı taşımadan tüm menfaatleri geride bırakarak sadece gerçekleri ve hakikati haykırmak gerek.
Omurgalı siyaset bunu gerektirir. Ama eğer halkın menfaatini değil de sadece kendi çıkarlarınızı düşünürseniz o zaman ‘Gelene ağam gidene paşam’ der durursunuz.
Böyle olduğu sürece de vatandaşa değil kendinize hizmet etmiş olursunuz.
Vatandaşın yarasına merhem olmazsınız.
Asıl meseleye gelecek olursak Külünk’ün ‘Betona gömülen paradan vatandaşa bir pay düşmüyor’ sözlerinden yola çıkarak sistemin artık değişmesi gerektiğinin sanırım herkes farkındadır.
Emekliye, memura, asgari ücretlisine yapılan zamların yetmediği ortadadır. Artık zenginden alınıp fakire verilmesi gereken bir sistemin ivedilikle hayata geçmesi elzem.
Zaten Allah’ın da emri bu yönde değil mi?
Enflasyonda boğulan vatandaşın artık canına tak etmiş durumda, beton karın doyurmuyor. Sayın Külünk’ün dediği gibi kaynakları büyük holdinglere değil vatandaşa aktarmak lazım.
Bunun için de üretim ve istihdama yönelik politikaların ivedilikle hayata geçirilmesi şarttır. Tabii liyakatli kişilere de işlerin teslim edilmesi de…