“Şeyh uçmaz, müritleri onu uçurur” diye bir söz vardır!
Birine bağlanan, onu lider kabul edenlerin, o kişide olmayan özellikleri yükleyerek onu yüceltmek için yaptıkları beyhude çabaları anlatmak amacıyla söylenmiştir. Bu hastalık genelde eğitim düzeyi düşük toplumlarda görülür.
Dini cemaat ve tarikatlardaki bu yönteme örnek olarak Fethullah Gülen gösterilebilir. General, Savcı, Yargıç, Vali, Emniyet Müdürü seviyesine gelmiş bazı insanlar, nasıl oluyor da ilkokulu zar-zor bitirmiş bu zavallının peşine düşerler, diye düşünüyorsunuz ya, işte bu saçmalığın kökeninde “yağcılık-yalakalık-yalancılık” yatar.
Biri “Dün akşam hocamız, sahabeden filanca kişi ile sohbet etmiş” der, bu söz dolaşa-dolaşa hocanın Allah ile konuştuğuna, ondan doğrudan emir aldığına kadar gider! Sonunda yalanı söyleyen de tüm cemaat te bu yalana inanır…
Siyasette de bu aynen vardır. Genel Başkan olan kişi, çevresindeki yağcılar tarafından öylesine yüceltilir ki Genel Başkan bir dinler, iki dinler sonunda
“Ben neymişim yahu” diye o da inanır.
Genel Başkanı öyle bir şişirirler, öyle doldururlar ki kişinin artık ayakları yere basmaz. Kimseyi dinlememeye, danışmamaya başlar ve her şeyi “ben bilirim havasına” giriverir. İşte o an Genel Başkanın bittiği andır. Sabah aklına gelir, ülkenin eğitim sistemini alt-üst edecek kararlar alır, öğleden sonra devletin onlarca yıllık önemli bir politikasını yıkar atar. Aldığı yanlış kararların sonucunu da başkalarına yükler, en hafifinden “aldattı, kandırdı” der!
Halbuki partinin kurulları çalıştırılsa, parti içi demokrasi gereği doğrular
Genel Başkan’ın yüzüne söylense, tartışılsa ve sonunda oluşacak birleşik akılla alınacak karara uyulsa ne kendileri ne partileri ne de ülke zarar görmeyecek idi! Ama bu yol tercih edilmez.
Doğruları söyleyebilmek için, bilgili-namuslu-cesur olmak gerekir.
Yağcılık- yalakalık için bunlara gerek yoktur. Bu sebepten çoğunlukla bu yol tercih edilir. Halbuki doğru, eninde sonunda galip gelecektir.
Herkes şunu iyi bilmelidir;
Yağcılığın, kıyakçılığın sonu ayakçılıktır. Hele bu kıyakçılık devlet kesesinden yapılıyorsa, yapanın sonu hapishanede ayakçılıktır. DOĞRU er-geç egemen olur.
Sağlık ve başarı dileklerimle