depobolaonline.com deneme bonusu veren siteler casino siteleri casino siteleri 2024 deneme bonusu veren siteler canlı casino siteleri instagram takipçi hilesi casino siteleri denemebonusuverensiteler.best deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri 2023 slot siteleri bonus veren siteler bonus veren siteler yeni casino siteleri yeni casino siteleri deneme bonusu veren siteler kazandıran bahis siteleri 30tl bonus veren siteler casinositeleri.best hoş geldin bonusu veren siteler bonus veren siteler rokubet giriş casino siteleri parmabet grandpashabet slot oyun siteleri canlı casino siteleri slot siteleri casino siteleri deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler vbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler takip.org deneme bonusu veren siteler Tarafbet Onwin deneme bonusu
Habere Tanık Rize Haberleri, Sondakika Rize haberleri,
HV
27 NİSAN Cumartesi 11:54

Adana’da Bebekli Kilise, Kilise mi, Yoksa Tuana Kütüphanesi miydi?

Mahiye MÖRGÜL
Mahiye MÖRGÜL
Giriş Tarihi : 20-01-2024 10:28

Yeni basılan Milli Eğitime Darbe (Nergiz yay.) kitabımı imzalamaya Adana Kitap Fuarına gittim. Gitmişken Tepebağ mahallesindeki kazıları görmek istedim. 50 yıl önce o mahalleye gelin gitmiştim. Mahallemizde bir de Bebekli Kilise vardı, onu özellikle görmek istedim. Çünkü bebekli kiliselerin Leyla Zeynep Sultan anısına yapılmış anıt müze olduğuna dair sezgilerim vardı. Çünkü Hıristiyanlıktan önce yapılmış olan Sasani bilimevlerini ilk haçlı seferleri sırasında kiliseye çevirmek modaydı, ya da korkudan “Biz de Hıristiyan oluyoruz, tamam, yıkmayın” demeler olmuştu.
Bush adında bir ABD başkanı 2001 yılında “Üçüncü bin yılın haçlı seferini başlatıyoruz” dediği zaman, ilk işi Bağdat’ı bombalayıp müzelerini soymak olmuştu. Ben de o zaman birinci yüzyılda Anadolu’da neleri yakıp yıkmışlar diye merak ettim, araştırmaya başladım. Sasani Mitra inanışını (bilim adamlarının yönettiği borçsuz dayanışma kültürü) yok etmek için Hıristiyanlık yaymaya başladıklarını kendi kaynaklarında buldum. Başta İskenderiye kütüphanesi ve şubeleri, binlerce kitap ve bilge kadınlar yakılmıştı. 
Bilim tarihinde en büyük buluşların yapıldığı dönem Akmenid (Egemenler) ve Sasani uygarlığı dönemleridir. Roma ve Atina orduları buralardaki bilim şehirlerini hep hedef aldı. Kuruş hanedanının yönettiği Akmenid ve Mitridat hanedanının yönettiği Bizinya ile VI.Mitridate’nin (Mete Oğuz) Pontus’ta onluk askeri sistemle Birleşik Ordular topladığı Sirkasya (Başoğuzlu) devletini ve bunların devamı olan Sasani (Çeçeni) devletinin Türkmeneli eyaletinin Akdeniz sahillerindeki kutlu bilim şehirleri Palmira,  Petra (Mitra) ve Kudüs’e defalarca saldırdılar. Bir söylenceye göre Hz.Muhammed’in ailesi Petra’dan bu saldırılar sırasında Kâbe’ye göç etmiştir.
Roma kralı Valerian 240’da Urfa’ya saldırdı ve Sasanilere yenildi. Aynı yıl Urfa’da Oğuzlu aristokrat bir ailede Badı Saba adıyla dünyaya gelen Leyla Zeynep, Palmira’ya Doğan beye Çölün Gelini namıyla gelin gitti. Tuanalı Doğan Bey (Utuganne) Roma ile ticaret anlaşmasını feshetti ve kendi parasını bastı, bu nedenle onu zehirleyerek öldürdüler.  Veliaht oğlu Hasan Toros Leyla Zeynep Sultan’ın kucağındaydı.  Palmira’nın Sasani bilgeleri (akil adamlar) karar verdiler, Urfalı bilge kraliçe (beş dil biliyordu) Leyla Zeynep Sultan’ın oğlu büyüyene kadar ülkeyi yönetmeye devam etmesini istediler. Leyla Sultan Ankara Avgusto (Oğuzata) bilimevini onardı, birçok şehirde İskenderiye kütüphanesinin şubelerini açtı, Halep’i nehir taşkınlarından kurtaran kanallar açtı, vs. Yaptığı bilimevlerinde veliaht oğlu ile birlikte resmedildi. İşte onlardan biri Tepebağ’daki olmalıydı. Tepesinde iki buçuk metre yüksekliğinde ve başında Mitra tacıyla bir tunç heykel halen duruyor. Rengi siyah. Kütüphanesi yakıldığı içindir diye düşünüyorum.  
Kraliçemiz buğdaylı hilalli kendi parasını bastırdı, Roma’ya vergi vermeyeceğini ilan etti ve bilim adamlarıyla yönetilen bir dayanışma toplumu kurdu. Sasani devletinin antik rölyeflerinde yöneticilerin ellerinde kitap, başlarında Mitra ışıkları görülür. Bebekli Kilisedeki heykelin başındaki sivri burçlar da Mitra sembolüdür. 
Anımsatayım; İslam’a davet edildiğinde “Biz zaten İslamız” diyen son Sasani kralı Yezdigirt, kızı Şehriban Hatun’u Hz.Hüseyin’le evlendirmiştir. Bu nedenle Zeynel Abidin İran’da çok değerlidir, Sasani kraliçesi Leyla Zeynep’in soyundan geldiği kabul edilir, bu nedenle İran’da Leyla Zeynep işlemeli ipek duvar halıları bulunur.
Roma kralı Gladio, kendi parasını basan Palmira kraliçesinin üstüne ordu gönderdi. Filistin’in bugün Gazze Şeridi denilen sahilinde Leyla Zeynep ordusunun başında savaştı, Roma askerlerini denize döktü. Azize İştar Opa (Gazze Strip) ünvanı aldı. Bundan birkaç yıl sonra Roma işbirlikçisi Trakyalı komutan Auralina kraliçemiz Leyla Zeynep Sultan’ın üstüne gitti. (bkz. Youtube “Auralina in Palmira” operası) 
Palmira ordusu ile Roma ordusu Antakya Altınözü’de karşılaştı ve yenildiler. Halen Altınözü’de kadın askerlerin mezar taşlarında “altın kalpliydiler” diye dualar yazılıdır. 
Auralina, Antakya’ya gitmeden önce kral Doğan beyin ataşehri Kemerhisar’a gitti. Orada canlı hiçbir şey köpek yavrusu bile bırakmadı, Apollonius tıp merkezini yerle bir etti ve kraliçeye “Palmira’yı da böyle yapacağım, teslim ol” diye haber saldı. Bu arada Tarsus’tan geçerken şehrin ileri gelenlerinden Aziz Paulus halktan topladığı hazineleri Auralina’ya verdi, şehri onun gazabından kurardı. Kurtardı ama onun bu teslimiyeti onu ilk havari ilan etmelerine yaradı. 
Leyla Sultan kucağında Hasan ile savaş alanından uzakta Antakya merkezde bekliyordu, onu yerli bir Yahudi aile korumaya almıştı. Kaldığı yerden Urfa’ya gitmesi,  ata akrabalarından yardım istemesine karar verildi, yola çıktı ama Urfa’ya varamadan yolda esir alındı. Başşehri Palmira’yı yakmamaları şartıyla kucağında oğlu Hasan’la birlikte teslim oldu, Kraliçe Zeynep’in kolları zincire vuruldu. Roma’ya götürülürken bir şey oldu; İstanbul boğazından geçerlerken veliaht oğlu Hasan denize atılarak öldürüldü. Kara günler o anda başladı, Leyla Sultan “küs”  oldu, beş dil bilen kraliçe Romalı hiç kimseyle konuşmadı.
Kanlı gözyaşlarıyla türkülerimizdeki Leyla o Leyla’dır. Malatya’dan “Sen de zincirleri kır Leyla Leyla”, Mahsuni’den “Tükenmek bilmiyor kara günlerim, Leyla Leyla” vb. türküler ona ağıttır. 
Götürüldüğü Tivoli’de 14 Şubat 274 günü öldürüldü. Onun öldürülmesi üzerine Anadolu’da ve Arnavutluk’ta Romalı tüccarların dükkânları yakıldı. Kral Gladio tüm Roma erkeklerine 2 yıl evlilik yasağı koydu, hepsini askere aldı, Anadolu’yu yerle bir etmeye,  gök bilim merkezlerini, tıp kütüphanelerini ve antik Palmira bilim şehrini yakıp yıkmaya gönderdi. Kralın adı o zaman Zalim Gladio oldu.  Bugün bile bizde Gladyo adı zulmeden anlamındadır.
Şimdi, Tepebağ’daki Kilisede bebek heykeli aradı gözüm, yoktu. Mardin’de, kucağında bebeğiyle bir Şamani Azize kilisesi var. Oranın da ilk yapılışı bence kilise değildir. Çünkü heykelin üzerinde istiridye kabuğu var, inci tanesi gibi “biricik olan” demektir. Savaşçı Pers Oğuzlu ana kraliçesi, bana göre Zülkarneyn olan Büyük Kuruş’un eşi Anaida Semiramis’in sembolüdür. (MÖ 480’de Beykoz’dan sallar üzerinde ordusunu karşıya geçiren ve Atina’ya kadar gidip köleleri serbest bıraktıran Başoğuzlu Akmenid kralı Kserkses /Çerkes de Kuruş’un torunu olup annesi Artemise saygı olarak Aya Sofia bilimevi yapılmıştır.)  
Özetle, bebekli kadın heykelleri dönem olarak Leyla Zeynep Sultan’ı işaret ediyor. Bu bebekli anıt müzeler tıpkı Aya Sofia gibi muhtemelen Haçlı seferleri sırasında Kilise’ye çevrilmiştir. 
Eğer Adana’da, başında Mitra (vatansever) taçlı bir kadın heykeli kilisenin tepesinde duruyorsa, bu heykel Tuana kraliçesi, Mitra Kızı ve bilimin hamisi, Sasani Halifesi Leyla Zeynep Sultan’ın onuruna yapılmış olmalıdır. 
  
Suriye’de halen kullanılan paranın üzerinde ve posta pulunda Mitra Kraliçesi Zeynep /Zenobia resimleri vardır.  Kraliçenin başında Mitra asker miğferi görülür. 
          
Kraliçenin kendi parasındaki resim onun ilk kadın halifeliğinin de resmidir. Başı hilale dönüktür, kutlu Hilal’in kızıdır ve kutsal buğday başağı başının üzerinden aşmaktadır. Başındaki kurdele ise Pers komutanlarının da başına taktıkları kızıl kurdele olup kendini halkına kurban adamış demektir. Bu para bir tür kutlu halife madalyonudur. 
Tuana Kütüphanesindeki heykele dönelim. Tunçtan ve iki buçuk metre yüksekliğinde savaşçı kadın heykelidir. Eğer burası bir kilise olsaydı, orada çarmıha gerilmiş İsa heykeli olması gerekirdi. Burası ilk baştan kilise olarak yapılmamış demektir. Tıpkı bizim İstanbul Aya Sofya Bilimevi gibi. Aya Sofya’nın ilk yapılışı Sirkasyalı kral Çerkez’in annesi Ayopa Artemis’in anısınadır. (MÖ. 480). Tavanındaki melek resmi ise Meryem ana değil, Türklerin antik koruyucu meleği Umay anadır, ayakları yere değmeden sürekli uçan mitolojik Huma kuşudur. 
Bugün küresel efendiler, paranın egemenleri, üçüncü bin yılda tarihi yeniden sıfırlamayı planladılar. Bizi bize yok ettiriyorlar. Kütüphanelerimizi çöpe atmaya biz mecbur ediliyoruz. Beyinlerimize şöyle kodlama yapılıyor; eski okul kitaplarında gereksiz çok bilgi varmış, az olan iyi miş… Ezberci eğitim sistemi varmış, hiçbir şeyi hafızamıza yazmayalım mış… vb.
Ders kitaplarında yeni sözcükler görüyoruz, kavramlar anlam değiştirmiş halde, her yıl yeniden daha karmaşık basılıyor kitaplar. Hep uzayda geçiyor okuma metinleri. Her yıl daha uçuk kaçık masallar doluyor kitaplara. Mecburen kullan-at kuralına uyuyoruz. 
Çizimli geometri hiç yok. Pergel, cetvel, iletki tutmamaktan çocuklarımızın ellerinde kas oluşmamış, , ağır çanta taşımaktan sırtları kambur, kötülük resimlerine bakmaktan panik atak, fiziksel, zihinsel ve ruhsal hasta bir nesil yarattık.  
Bu arada, eğitim anlatırken tarih konularına neden yer verdiğimi okurlarıma anımsatmak istiyorum. 2005 yılından itibaren yazdığım, Milli Eğitimde Emperyalist Kuşatma, Eğitim Küresel Piyasaya Teslim, Okulda Zihin Terörü ve sonuncusu Nergiz yayınlarında basılan Milli Eğitime Darbe adlı eğitim kitaplarımda arada böyle milattan öncelere ve Köleci Roma dönemine gidip geliyorum. Çünkü paranın efendileri yeni haçlı seferiyle Ilımlı İslam diye bir din getirmek istiyorlar. Yani, faize ve köletacirlerine direnmeyen bir İslam. Tarihten ders almayalım ve direnmeyelim diye bunlar tarih kitaplarına konmuyor. Onun için Sasani devletimiz ve Leyla Sultan tarih kitaplarımızda yoktur. (Bir parantez daha açalım; İstanbul ile Palestuni /Filistin fonetik analizde aynı kelimedir; Işıtan Şehir, İsitan Poli/ Poli İstana! Bilim Işığının Yükseldiği Yer, demektir.
Sanki beni Leyla Sultan’ın ruhu Adana Fuarına çağırdı. “Adana Köprübaşı, Otur saraya karşı” türküsündeki saray da bu tepedeki höyükten çıkacak diye bekliyorum.  Tam da burada Tuana Kütüphanesi, olması gereken yerde… Tarihten silinip kilise olarak belleklere yazıldığının fotoğrafını çektim. Başına gelenleri anlatmam gerekiyor, çünkü tarih tekerrür ediyor. Çok küçük bir örnek; 60 yıl önce Rize’de okuduğum Gülbahar ilkokulumun adı tarihten silindi, yıkıldı ve yerine yapılan okulun tabelası değişti. Eski adı çok kısa sürede unutuldu. Oysa, Gülbahar Hatun Fatih Sultan Mehmet’in oğluna gelin aldığı Dulkadiroğlu Korkut beyin kızıydı ve Oğuz töresine uyarak gittiği yerlerde müderrishaneler, Koratacı tıp medreseleri açardı. Medresesinin duvarları da, kendi adı da, benim anılarım da yok oldu.
Bugün eğitimde yaşadığımız bilimin yok edilişini, yeni resetlenmeyi, yeni haçlı seferini, yani devam eden eğitimde küresel darbeyi gün be gün yazmam gerekiyordu. İki bin yıl öneki sıfırlanışımızı (Milatı) anlatabilirsem bunu da anlatabilirdim. 
12-13 Ocak 2024’da Adana kitap fuarı bir fırsattı, imzadaydım. Şanssızlık, Adana İl Milli Eğitim standıyla karşı karşıya düştük. Kitabımın kapak adı onları doğaldır ki rahatsız etti. Ben de onların okullara dağıttığı kitaplardan rahatsızım. Kader bizi aynı fuarda karşı karşıya getirdi ve onların şikâyeti üzerine fuar organizasyonu kitabımın afişini kaldırdı. Ertesi gün yayınevinin standı tümden kaldırıldı. Bunun yorumunu okura bırakıyorum. Kitabım ilk sansürü Adana’da aldı. Tuana Kütüphanesi geldi aklıma.
Adana Bebekli Kilisesi şu anda beynimde daha büyük yer kaplıyor. Beni oraya aklımdan hiç çıkmayan Leyla Zeynep Sultan’ın ruhu yönlendirmiştir diye düşünüyorum. Gazze kan içinde ve biz onun kurtardığı  Gazze’yi Gazze (Aziz) yapan Türkmen kraliçemizi anmıyoruz! İçim sızlıyordu. Onu anlatmak için bir fırsat arıyordum. Bebekli Kiliseyi görmek bana bu fırsatı verdi, şükürler olsun.
Şimdi soruyorum. 
Adana Bebekli Kilise denilen yerde gördüğümüz kadın heykeli Meryem Ana mıdır,  yoksa başında Mitra tacıyla Tuana kraliçesi Leyla Zeynep Sultan mıdır? 
Tuana deyince… Halkına kol kanat geren bilim adamlarının yönettiği, köleliğin ve faizin olmadığı, ”Doğan Beylerin yönettiği yer” demektir. Niğde buraya dahildir. Tıp tarihinde bu bölge aile boyu Apollonius (Apa-ulu Ana-us) bilginlerinin yetiştiği yerdir.  MÖ.580–MS.374 arasında Anadolu, Bereketli Hilal ve İran coğrafyasında (Akmenid, Selevkos, Sirkasya/Başoğuzlu ve Sasani) Oğuzlu devletleri boyunca gök biliminde, tıpta, şifacılıkta, fizikte ve matematikte çok büyük buluşlar yapılmıştır. 
Tuanalı Apollonius 1.yy’da şöyle der: 
“Siz ey Aspendos’un Romalı zenginleri. Toprağı kendinizin zannettiniz; oysa toprak hepimizindir. Gerçeği söyledim diye beni hapse attınız; ya söylemeseydim daha kötüsü ne olabilirdi!”
Şimdi ben, Apollonius’tan iki bin yıl sonra bugün, tekrar ediyorum: 
Türk Milli Eğitimine Dünya Bankası tarafından 1995’den beri indirilen darbeyi, Cumhuriyetimizin bilimsel eğitimi bilimdışı ders materyalleri hazırlayan bir küresel şirkete teslim edilerek nasıl bitirildi, yazıyorum. Çocuklarımız bugün o güç odaklarının kölesi olacak şekilde yetiştirilmektedir. Bu bir sömürge eğitimidir, onu yazıyorum. 
Ya hiç yazmasaydım daha kötüsü ne olabilirdi? 
Adanalıları Tuana Kütüphanesiyle ve bilimin hamisi kraliçeleriyle buluşturdum, bu da beni huzurlu kılmaya yetti.  
MİLLİ EĞİTİME DARBE kitabımı basarak beni Adana’ya imza gününe götüren Nergiz Yayınevi sahibi Ahmet Nergiz’e okurlarım adına teşekkür ediyorum.

Mahiye Morgül /19.1.2024 -Rize
 

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI Yıllık Oyun Okulu Sistemine Geçiriliyoruz Niğde İl Kültür Müdürlüğüne Mektubum. M.MORGÜL Güncelledikleri Müfredatın Derslerini Görün Ana dersler bile seçmeli olacak! Dünya Sanatçısı Çellist Gökçe Bahar Oytun Türkçe Müfredatı Değişti, Fark Ettiniz mi? Arjantin Bir Deliye Nasıl Mecbur Edildi  Filistin kraliçemiz Leyla Zeynep Sultanin işgalden kurtardığı Gazi şehir Gazze bugün yeniden işgal altındadır. 29 Ekim’de İsrail Bayrağı Sallayan Hazırlayın mendilleri, 29 Ekim’de halay çekeceğiz, demişti. Doktor Armuduyla Yapılan Sirke Katığı ya da Bereket Aşı Rize’de İki Delikanlı Aynı Anda İntihar Etti Genç Piyanistimiz Mertol Demirelli Dünya Üçüncüsü Oldu Maraş Fuarında Kinetik Toprak Ana Heykelinin Mesajı Dereler Yukarı Akarsa Ne Yaparsınız? Dereler Yukarı Akarsa Ne Yaparsınız? Ya Rize Sahil Mahallelerinin Zemini? Sanatçı Haluk Levent Deprem Alerjisi Oldu M.MORGÜL Rize’den Geleneksel Şifa Bilgilerine Devam İbni Sina’dan Bebek İsteyenlere Öneriler (14) Soğanın ve Suyunun Şifası (13) Anaç Turunç Suyunun Şifasıyla Devam Yakup Özkan’dan Doktor Yusuf’un Şifa Bilgileri (11) Rize'den Geleneksel Şifa Bilgilerine Hatice Gezmiş ile devam (10) Dünya Turunçgil Kongresi Ülkemizde İlk Defa Gerçekleştirildi Kestane balıyla yapılan ilaçlar: Rize’den Geleneksel Şifa Bilgilerine SİRKE ile evam Kırım Bahçesaray Gozleva (Oğuzoğlu) Parasında Oğuz Kağan Var Bir Komşu Bahçeye Daha Kepçe Girdi Ben 68’li Bir Türk Devrim Muhafızıyım Desem…