Haber: İlyas GÜR
Karaaslan, yaptığı açıklamada hayat hikâyesinden sendikal geçmişine, Türk Eğitim-Sen’in misyonundan gelecek hedeflerine kadar birçok başlıkta değerlendirmelerde bulundu.
“Ömrümün Yarısını Geleceğine Âşık Olduğum Büyük Türk Milletine Adadım”
Kendisini “geleceğine aşık bir öğretmen” olarak tanımlayan Fatih Karaaslan, sözlerine şu ifadelerle başladı:
“İsmim Mehmet Fatih Karaaslan. 24 Kasım 1979 tarihinde Rize’de doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite dahil tüm eğitim hayatım Rize’de geçti. Çayeli Eğitim Fakültesi’nin, o dönem Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne bağlı olduğu dönemde ilk öğrencilerinden ve ilk mezunlarındanım. Aynı zamanda Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunuyum. Bu yıl yüksek lisans planlamıştım ancak seçim süreci nedeniyle bunu ertelemek zorunda kaldım.”
Karaaslan, öğretmenlik mesleğine başladığı günden itibaren edindiği tecrübelerin sendikal duruşuna yön verdiğini belirterek şöyle devam etti:
“İlk görev yerim Artvin’in Yusufeli ilçesiydi. 12 yıl boyunca orada görev yaptım. Yusufeli benim ikinci vatanım oldu. Türk Eğitim-Sen’le de ilk defa orada tanıştım. Okul temsilciliğinden başlayarak ilçe başkan yardımcılığı, ilçe başkanlığı ve şube başkan yardımcılığı gibi çeşitli kademelerde görev aldım. Hiçbir görevi kendi isteğimle talep etmedim; teşkilatçılığın gereği olarak verilen her görevi layıkıyla yerine getirmeye gayret ettim.”
“Sevdası Türkiye, Kavgası Ekmek Olan Büyük Bir Aileyiz”
Karaaslan, Türk Eğitim-Sen’in sadece bir sendika değil, köklü bir teşkilat geleneğine sahip büyük bir aile olduğunu vurguladı:
“Biz diğer sivil toplum kuruluşları gibi yalnızca eğitim sendikası değiliz. Ülkemizin geleceğine yön veren, eğitim çalışanlarının tüm sorunlarıyla ilgilenen, ülkenin genel meselelerine de duyarlı bir teşkilatız. Yalnızca Türkiye değil, Türk dünyasıyla da gönül bağımız var. Musul’dan Kerkük’e, Kıbrıs’tan Orta Asya’ya kadar Türk dünyası sendikalarıyla iş birliği içindeyiz. Türk Eğitim-Sen, aynı zamanda Büyük Turan Sendikacılar Birliği’nin aktif bir paydaşıdır.”
“Öğretmenlerimizin, memurlarımızin şef ve akademisyenlerimizin moral motivasyonu önceliğimiz olacak Moral ve Motivasyonunu Önceliğimiz Yapacağız”
Başkan adaylığı sürecinde hedeflerini anlatan Karaaslan, seçim sonrası döneme ilişkin de mesajlar verdi:
“Allah nasip ederse 6 Aralık’ta yapılacak seçimden sonra kalan enerjimi ve ömrümü, çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerimizin moral, motivasyon ve itibarını yükseltmeye adayacağım. Bizim sevdamız Türkiye’dir. Kavga ettiğimiz konu da yalnızca emeğimiz ve ekmeğimizdir. Bu anlayışla, birlik ve dayanışma içinde Türk Eğitim-Sen Rize Şubesi’ni daha güçlü bir yapıya kavuşturacağız. Biz sadece öğretmenler için değil eğitim paydaşları memurundan hizmetlisine sefinden akademisyenine kadar tüm eğitim çalışmalarının güçlü sesi olacağız” dedi
“Kongre Süreci Sancılı Ama Birlikte Aşacağız”
Seçim sürecinin her kongrede olduğu gibi çeşitli zorlukları beraberinde getirdiğini belirten Karaaslan, teşkilatın tecrübesiyle bu süreci de olgunlukla yöneteceklerini söyledi:
“Her kongre süreci doğal olarak bazı sancıları beraberinde getirir. Ancak biz büyük bir teşkilatız, gelenekleri olan bir aileyiz. Farklı fikirler olabilir ama bunlar bizi ayrıştırmaz, tam tersine güçlendirir. 6 Aralık’ta tek aday olarak gireceğimiz seçim, Türk Eğitim-Sen Rize Şubesi için bir yenilenme ve kenetlenme dönemi olacaktır.”
6 Aralık 2025 tarihinde gerçekleştirilecek Türk Eğitim-Sen Rize Şubesi 8. Olağan Kongresi öncesinde tek aday olarak seçime girecek olan Fatih Karaaslan, hem eğitim camiasının hem de sendika üyelerinin desteğini alarak yeni bir dönemin kapısını aralamayı hedefliyor.
Karaaslan’ın “Sevdası Türkiye, kavgası ekmek” anlayışıyla şekillenen vizyonu, Türk Eğitim-Sen’in Rize’deki çalışmalarına yeni bir ivme kazandırması bekleniyor.
İlyas GÜR
Editör















