Dün sosyal medyada dolanırken Ardeşen Ziraat Odası Başkanı Turan Kabaoğlu’nun açıklamasına rastladım. Sayın başkan devletin yaş çay alım fiyatını açı...
Dün sosyal medyada dolanırken Ardeşen Ziraat Odası Başkanı Turan Kabaoğlu’nun açıklamasına rastladım. Sayın başkan devletin yaş çay alım fiyatını açıklamakta gecikmesinden dolayı isyan ediyordu. Sözlerinin arasında çay alım yerinin önünden geçerken selam veremediğinden bahsettiğinden anlaşılacağı üzere belli ki çay üreticisinin de baskısını üzerinde hissediyordu.
Yaş çay fiyatının açıklanması devletin (aslında hükümetin) görevi olduğuna ve bu açıklama geciktiğine göre sayın başkan (ve üreticiler) tepki göstermekte elbette haklıydı. Haklılardı haklı olmasına da mesele sadece devletin açıklayacağı fiyattan ve bunun zamanlamasından mı ibaretti?
Mesela yetmişli yıllarda bazı hükümetler üreticiye parasını peşin verdiği çayı denize dökerken bir tane üretici çıkıp da itiraz etmiş miydi acaba? Bırakın yetmişli yılları, bugün olsa kimse itiraz eder mi?
Neyine mi itiraz edecek? Kimsenin kafası basmaz mıydı ki hükümet karşılıksız para basıp o çayın parasını veriyor ve denize döküyor ama kaşıkla veriyor, enflasyon kepçesiyle geri alacak. Tekrar soruyorum, bugün hükümet böyle bir şey yapsa (haydi biraz iyimser olalım da hiç kimse demeyelim) kaç kişi itiraz eder?
Başkan Turan Kabaoğlu üreticinin beklentisinin 25 lira olduğunu ifade ediyor. Diyelim ki hükümet çok daha yüksek bir rakam açıkladı. Düğün bayram, öyle mi? Yine kaç kişi düşünür ki bu rakam raf fiyatına nasıl yansıyacak? Öyle ya, bunun bir de tüketici tarafı var. Kuru çay fiyatı astronomik düzeylere çıkarsa kaçak çay hortlamayacak mı?
Acaba kaç tane üretici bugüne kadar “Bahçede çay büyüyor, kesip satıyor ve parasını alıyoruz. Su geliyor, değirmen dönüyor. Bu hep böyle gider mi? Ürünü geliştirmek, verim ve kalitesini artırmak için bir şeyler yapamaz mıyız?” diye aklından geçirdi? Uygulamaya koymaktan vazgeçtim.
Yok. Ey devlet, parayı cebime koy, hem de fazla fazla koy. Sonra kepçeyle mi alırsın, burnumdan mı getirirsin, toplumun başka kesimlerinin hakkından kesip bana mı veriyorsun, umurumda bile değil.
Daha önce defalarca yazdığım gibi fındıkta da (herhalde başka bölgelerde farklı ürünlerde de) değişik bir anlayış yok.
Vatandaş kendi inisiyatifiyle sivil bir irade geliştirip de yukarıda yazdığım aklı ortaya koyamayabilir. Problemin çözümü yine devlet politikalarıyla mümkün olacaktır. İnsanlar bu istikamette teşvik edilmeli, hatta biraz zorlanmalı. Bunun da “Bu sene çiftçimize şu kadar para teşvik verdik” açıklamalarıyla mümkün olmayacağı açıktır. Ve dahi o teşviklerin mahiyet olarak para basıp çaya vererek, sonra da çayı herkesin gözü önünde denize dökmekten farkı yoktur.
Çayda Fiyat Meselesi, Memleket Meselesi…
Günebakiş Gazetesi Köşe Yazarı Bülent Şirin çayda fiyatı köşesine taşıdı
Admin
ÇOK OKUNANLAR