depobolaonline.com deneme bonusu veren siteler casino siteleri casino siteleri 2024 deneme bonusu veren siteler canlı casino siteleri instagram takipçi hilesi casino siteleri denemebonusuverensiteler.best deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri 2023 slot siteleri bonus veren siteler bonus veren siteler yeni casino siteleri yeni casino siteleri deneme bonusu veren siteler kazandıran bahis siteleri 30tl bonus veren siteler casinositeleri.best hoş geldin bonusu veren siteler bonus veren siteler rokubet giriş casino siteleri parmabet grandpashabet slot oyun siteleri canlı casino siteleri slot siteleri casino siteleri deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler vbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler takip.org deneme bonusu veren siteler Tarafbet Onwin deneme bonusu
Habere Tanık Rize Haberleri, Sondakika Rize haberleri,
HV
05 MAYIS Pazar 03:15

Bask Hanedanlığı'nın ilk iki senesi

İspanya, sosyokültürel açıdan farklı etnik sınıfları içerisinde barındıran bir ülke. İspanyol futbol tarihi de bu etnik grupların takımlarıyla dolu...20. yy. başında Bask bölgesinde iki farklı takımın tohumları atıldı. Halim Dulkadir yazdı.

FUTBOL
Giriş Tarihi : 11-11-2023 11:24
Bask Hanedanlığı'nın ilk iki senesi


İspanya, sosyokültürel açıdan farklı etnik sınıfları içerisinde barındıran bir ülke. İspanyol futbol tarihi de bu etnik grupların takımlarıyla dolu. Ülke futbolunun iyice filizlendiği 20. yüzyılın başında Bask bölgesinde iki farklı takımın tohumları atıldı.

Futbol 1900'lerin başında İngiltere'den dönen bir grup Basklı öğrenci tarafından Real Sociedad’ın şehri San Sebastián'a getirildi. Real Sociedad’ın da kuruluş tarihi 1909 yılı olarak görünse de temelleri biraz daha eskiye dayanıyor. 1904 yılında San Sebastián Recreation Club olarak kurulan takım için Real Sociedad’ın ilkel dönemi diyebiliriz. Daha sonra İspanya Kralı 8. Alfonso, Sociedad’ı çok sevmesiyle “Real” unvanını vererek kulübün bugüne gelmesini sağladı.

Bask bölgesinin coğrafi olarak İngiliz etkisine müsait yapısı futbolu bölgeyle erken tanıtınca dönemin birçok yıldızı buradan çıktı. İç Savaş öncesi İspanyol Milli Takımının kadro tercihlerinde, özellikle 1928 Olimpiyatları'nda ve 1934 Dünya Kupası takımlarının çoğunluğu bu bölgeden doğmuş futbolculardan seçildi. Birçok İspanyol kulübü gibi Real Sociedad’da sadece Bask kökenli futbolculardan kurulu kadrolarla hayatına başladı. Kimi futbol tarihçilerine göre Athletic Bilbao’nun yabancı konusundaki otokontrolü Real Sociedad’dan çıkma fikirle oluştu. 1929’da başlayan ligin ilk sezonuyla beraber yıllarca tam bir orta sıra takımı olan San Sebastian ekibi İspanyol İç Savaşı döneminde dibe vurdu. Sociedad’ın kulüp tarihindeki en değerli yükselişi 70’li yıllarla başladı. Aslında 70’li yıllar Bask bölgesinin iki büyük takımı içinde yükselişin ayak sesleri oldu. Athletic Bilbao 1976-77 sezonunda UEFA Kupası’nda finale çıkarak bu başarıyı yakalayan ilk İspanyol takımıydı. İki takımın da böyle yükselişi İspanya Ligi’nde kurulacak Bask hanedanlığının öncül başarıları oldu.

1959 yılında Bask bölgesinde kurulan terör örgütü ETA, 70’li yıllarda öyle bir seviyeye gelmişti ki ülkenin en önemli siyasi figürlerine suikast girişimlerine başladı. Birçok insanın ölümüne neden oldu. Faşist lider Franco’nun ölümünden sonra Bask bölgesi için hayat biraz daha farklılaştı. 70’lerin sonlarında Bask bölgesinin özerk statüye geçişi ve anayasal hakları alması takımların misyonunu da değiştirdi. Real Sociedad bu konuda Athletic Bilbao’nun her zaman arkasında kaldı. Bilbao bölgenin gayri resmi milli takımı görüntüsünü her zaman sergiledi. 5 Aralık 1976 yılında oynanan Bask derbisinde yaşananlardan dolayı saha içinden çok saha dışı konuşuldu. Franco’nun ölümünden bir süre sonra oynanan derbide takım kaptanları José Ángel Iribar ve Inaxio Kortabarria, İçişleri bakanı Franga’nın “bölgesel bir bayrak değil, ayrılıkçı bir bayrak” dediği Bask bayrağını dalgalandırdı. Yaşanan bu olay Franco'nun ölümünden sonra Bask bayrağının halka açık ilk gösterimiydi ancak yine de yasadışıydı. İkisi de İspanya Milli Takımı oyuncusu olan Iribar ve Kortabarria bu olaydan sonra artık milli takım kadrosuna çağrılmadı. Artan gerginliğe rağmen iki Bask takımının 4 senelik hanedanlığı yaklaşıyordu.

Real Sociedad Başkanı Jose Luis Orbegozo kulüp geleneğini devam ettirerek Alberto Ormaetxea’yu teknik direktörlük görevine getirdi. Kadrosuna yabancı oyuncu almayan Real Sociedad uzun zamandır kulüp içerisinden gelen isimleri teknik direktörlüğe getiriyordu.

“Teknik direktör olarak görevlendirildiğimde üzerime düşen sorumluluktan biraz korkuyordum ama gerçek bir teknik direktör olmak isteğim konusunda nettim ve bu benim fırsatımdı” dedi yıllar sonra bir röportajında Ormaetxea. Daha önce birkaç hocanın yardımcılığını yapmıştı ve bu da birinci adam olarak ilk görevi oldu. Başkan Orbegozo ve teknik direktör Ormaetxea birbirine yakın kafada futbol adamlarıydı. İkisi de kulübün öz kaynaklarını en verimli şekilde kullanmayı planlamıştı. Bunun nedenlerinin başında takımın, ekonomik olarak ezeli rakip Athletic Bilbao ve olağan şüpheliler Real Madrid, Atletico Madrid, Barcelona gibi takımlarla yarışamayacak olmasıydı. Kendisi de sağlam bir savunma oyuncusu olan Ormaetxea, savunmaya dayalı güçlü bir takım oluşturmaya çalıştı. Aşırı savunmaya dayalı bir futbol oynattığını eleştirenlere ise “Bizim sürekli kale önünde beklediğimizi söylediler, ama bu doğru değil. Tüm takımlar deplasmanda oynadıklarında kontra atak oynarlar. Biz de bu şekilde oynadık” diyecekti bir röportajında.

1979-80 sezonun kulüp tarihi için tam bir yıkım olabilirdi. 34 haftalık sezonun 32 haftasında yenilgisiz olan ve liderlik koltuğundan inmeyen Real Sociedad 33. hafta karşılaşmasında 11 Mayıs 1980 Pazar günü kimilerine göre kulüp tarihinin en üzücü öğleden sonrasını yaşadı. Sevilla’ya Ramón Sánchez-Pizjuan’da 2-1 yenilerek liderliği ya da daha doğru bir ifadeyle şampiyonluğu Real Madrid’e kaptırdı. Hem de 9 kişilik bir Sevilla karşısında geldi bu mağlubiyet. O maçı yaşamış Sociedad taraftarı takımlarının lig şampiyonluğundan kesin olarak uzaklaştığını görünce gözyaşlarına boğuldu. O maçı yaşayan taraftarlar o gün nerede olduklarını, maçı nasıl izlediklerini hala hatırlıyor. Real Madrid’in Sevilla’ya yaptığı ya da yaptığı söylenen ekonomik yardım paketi de böylece işe yaramış oldu. Bu kaybedişe rağmen Real Sociedad’ın yukarıya yönelen bir ivmeye sahip olduğu net bir şekilde belliydi.

Sezon öncesi transfer döneminde ilginç bir olay yaşandı. Maradona’nın transferi gerçekleşmeyince Zamora, Barcelona’nın hedefi olmuştu. Zamora ile beraber Arconada içinde transfer söylentileri çıktı. İlginç olan Barcelona’nın istediği iki oyuncu için Barca yönetimi para yerine 30 bin kişilik bir stat teklifiydi. Ama olmadı.

Sezona 3-2’lik Valencia mağlubiyetiyle başlayan Real Sociedad’ın bir sezon önceki seviyesi saman alevi miydi sorusunu akıllara getirmedi değil. Takım 25. hafta itibariyle puan tablosunda 7. sıradaydı. Buna rağmen geriye kalan 9 hafta da işler çok fena değişti. Toplam 25 hafta ligin zirvesinde yer alan Atletico Madrid, klasik sezon sonunu getirememe hastalığına girince ligi 3. sırada tamamladı. 25. haftaya liderin arkasında giren Barcelona toplam 4 yenilgi alarak 5. sırada sezonu bitirdi. Son şampiyon Real Madrid son 9 haftanın 8’inde galip gelip sadece Real Sociedad’da yenilince bu kez sezonu 2. sırada tamamladı. Real Sociedad ise 7 galibiyet 2 beraberlik ile 45 puana yükselerek tarihinin ilk şampiyonluğuna ulaştı. Son hafta için “maçtan önce çok tedirgindik” diyor sezonunun kahramanı Jesus Maria Zamora. Gergin olmakta hakkı da var. Son dakikaya geride giren Sociedad, oldukça ağır bir zemin üzerine doldur boşalt yaparken Zamora’nın golüyle 2-2’lik beraberliği ve şampiyonluğu elde etti. Real Sociedad artık La Liga’nın şampiyonlar sınıfına yükselmişti. San Sebastian kahramanı haline gelen Zamora o günle ilgili bir başka röportajında “Pek çok insan Gijón'a gitti, yağmur yağıyordu, çamurla dolu bir saha vardı, ilk yarının son dakikasındaki golleri ve ikinci yarının başındaki golleri… Her şey kötü gidiyordu ve kazanamazsak San Sebastian’a nasıl gideceğimizi düşünüyordum” diyor. Teknik direktör Ormaetxea ise kazanılan şampiyonluğun takım oyunu ve disiplin sonucunda kazanıldığını söyledi.

Bir sonraki sezon İspanya’nın futbol dünyasında kıpırdanma döneminin arifesiydi. 1982’nin yazı Dünya Kupası zamanıydı. Bu kupa da İspanya’da oynanacaktı. Özellikle İspanyol futbolcular bir şekilde bu futbol festivalinde yer alabilmek adına kendilerini göstermeye çalışıyordu. Terör örgütü ETA’nın güvenlik güçleri ve zaman zamanda sivillere yönelik ölümcül saldırıları devam ediyordu. Özellikle siyasi anlamda Bask bölgesiyle İspanyollar arasında ki ipler oldukça gergindi. Real Sociedad 1981-1982 sezonuyla beraber tarihinde ilk kez Şampiyon Kulüpler Kupası’nda boy gösterdi. Başkan Orbegozo ve teknik direktör Ormaetxea’nın hayalleri gerçek oldu. Ancak bu hayaller kısa zamanda unutuldu. İlk turda rakip daha sonra yarı finale kadar çıkacak olan CSKA Sofya’ydı ve Sociedad’ı evine yolladı.

1981-82 sezonununda kendi içerisinde bir hikâyesi vardı. Onu da aslında Barcelona yazdı. Tamamen kendi kendilerini imha ettiler. 29 hafta da 19 galibiyet ve 5 beraberlik alan Katalanlar son 6 haftada sadece 2 puan alarak şampiyonluğu Real Sociedad’a verdiler. Kulüp tarihinin altın dönemine 2 lig şampiyonluğu ve 1 İspanya Süper Kupası sığdıran Sociedad için en anlamlı zaferlerden birisi ise 1982 Dünya Kupası’nda yaşandı. Teknik direktörlüğünü Jose Santamaria’nın yaptığı İspanya Milli Takımı’na 6 futbolcu gönderen Real Sociedad, milli takıma en fazla gönderen takım oldu.

Bu şampiyonluk aynı zamanda son şampiyonluk olma özelliğini hala koruyor. Bu zaferin en önemli pay sahiplerinden ve kulüp tarihinin en büyük başkanı Jose Luis Orbegozo 1983 yılında başkanlık koltuğunu Iñaki Alkiza’ya devretti. Takıma harika bir dönem yaşatan başkan Orbegozo, 16 Ocak 2010 yılında bir Real Sociedad maçı esnasında hayatını kaybetti. 2005 senesinde hayatını kaybeden teknik direktör Alberto Ormaetxea’nın heykeli Real Sociedad’ın ilk şampiyonluğunun 25. senesi şerefine Anoeta Stadyumu’nun önüne dikildi.

Kulüp sadece Bask kökenli futbolcu oynatma kuralını 1989 yılında transfer edilen İrlandalı futbolcu John Aldridge ile bozdu. 1982’den sonra şampiyonluğa en çok Nihat Kahveci’nin de formasını giydiği 2002-03 sezonunda yaklaştı ancak ligi 2. sırada bitirdi.

AdminAdmin

YORUMLAR