Vajinismus üzerindeki etkilerden biri de yetiştirilme tarzıdır. Kadının yetiştiği aile içinde cinsellik konuşulmuyorsa bu konuda hiçbir bilgi verilmiyorsa, cinsellikle ilgili edinilen bilgi çevreden edinilenlerle kısıtlı olur. Bu bilgiler ise genelde eksik ve yanlış bilgilerdir. Yanlış ve eksik bilgiler yüzünden kadının evleneceği güne kadar zihninde cinsellik hep zor, acı verici olarak algılandığı için bu duruma bağlı olarak ilk gecede birtakım kaygılarla kadın kendini kasar ve ilişkiye izin vermez.
Toplumumuzda evlenmeden önce cinsel deneyimi olan kadına yanlış gözle bakılması, toplumdan dışlanması ve ayıplanması yüzünden kadınlar çocukluklarından itibaren evlendikleri güne kadar kendilerini korumaya almayı öğrenmişlerdir. Yıllarca cinsel organını namusu olarak kabul eden ve onu koruyan kadın evlendiği gün de onu korumayı bırakmak istemez. Çünkü bilinçaltı artık oranın korunması gereken bir bölge olduğunu öğrenmiştir ve bu durumu değiştirmeyi istemez. Bu duruma bağlı olarak vajina istemsiz bir şekilde kendini kasar ve ilişkinin gerçekleşmesine izin vermez.
Çoğu vajinismus hastasının evlilik öncesi hiçbir deneyimi olmamışken bazı vajinismus hastalarında durum daha farklıdır. Toplumumuzda kızlık zarına verilen abartılı önem yüzünden bazı vajinismus hastaları evlenmeden önce cinselliği yüzeysel bir şekilde yaşamaktadır. Kızlık zarını korumakla birlikte birtakım yöntemlerle kendisinde ve partnerinde cinsel tatmini gerçekleştirmektedir. Bu tip hastalar genelde neden vajinismus sorunu yaşadıklarına anlam veremezler. Cinsellikten korkmadıklarını hatta bunu gerçekten istediklerini söylerler. Bu kişiler evlenmeden önce yaşadıkları yüzeysel ilişkide kızlık zarlarını korumak amacıyla vajinalarını sürekli kasarlar. Deneyimlerimize dayanarak bu tarz hastalarda evlilik sonrası cinsel birliktelik istense bile bu kasma durumunu alışkanlık haline getirdiklerinden birleşmeyi sağlayamadıklarını söylemek mümkündür. Yani kızlık zarını korumak için uzun süredir kastıkları vajinalarını daha sonra cinsel birlikteliği isteseler bile istemsiz kasmaya devam ederler.
Bu problemi yaşayan bir vajinismus hastası:
"Süleyman bey merhaba, ben size Isparta’dan yazıyorum. Eşimle 9 aydır evliyiz ve bu süre boyunca cinsel ilişkiye giremedik. Sanırım ben vajinismus hastasıyım. İşin komik yanı böyle bir problemi yaşayacağım hiç aklıma gelmezdi. Kısaca kendimden bahsedeyim. 25 Yaşındayım eşimle üniversitede tanıştık ve 5 yıl süren bir flörtün ardından evlendik. Ben üniversiteyi şehir dışında okudum ve bu yüzden biraz rahattım. Eşimle flört dönemimizde yüzeysel de olsa cinselliği yaşıyorduk. İkimiz de kızlık zarıma zarar gelmesini istemiyorduk. Onu evlendiğimiz ilk geceye saklamalıydık. Nedense bu saçmalığı gözümüzde çok kutsallaştırmışız şimdi daha iyi anlıyorum. Eşimle evlendiğimiz ilk gece öyle mutlu öyle heyecanlıydım ki sonunda o kutsal gün gelmişti! Ancak hiçbir şey istediğimiz gibi olmadı ön sevişme her zamanki gibi muhteşemken birleşme bir türlü gerçekleşemedi. Bu duruma inanamadım. Bu kadar çok istediğim bir şeyi nasıl yapamazdım. O gece yorgun olduğumu düşünüp zorlamadık ertesi gün deneriz dedik ama ertesi gün tekrar aynı sorunla karşılaştım. Tekrar ve tekrar... Zaman nasıl geçti bilmiyorum ama evliliğimizin üzerinden 9 ay geçti bile! Ben artık bu sorundan kurtulmak istiyorum. Gereksiz yere yıllarca koruduğum kızlık zarımı artık korumak istemiyorum. Bana en kısa zamanda cevap yazarsanız sevinirim..."
Vajinismus hastalarındaki birtakım korku ve endişelerin yanı sıra eşte bulunan bazı durumlar da vajinismusu tetikler. Evlilik öncesi eşin hiçbir cinsel tecrübeye sahip olmaması, cinsellik hakkında bilgisinin eksik olması zaten korku ve kaygılara sahip olan kadının durumunu daha da kötü hale getirir. Eşinin deneyimsizliğinden endişelenen kadın ‘’Acaba yanlış bir şey yapar mı? Penis yanlış bir yere girer mi? Eşim canımı acıtır mı?’’ gibi endişelerle kendini tamamen kasarak birleşmeye izin vermez ve eşini iterek ilişkiyi sonlandırır. Bu açıdan erkek eşin deneyimsizliği de vajinismus probleminin yaşanmasında önemli bir rol oynar.
Toplumumuzda sır gibi saklanan, ayıp, günah şeklinde yaklaşılan cinsellik konuşulmadığı ve öğrenilmediği sürece vajinismus problemi artarak var olmaya devam edecektir. Bu yüzden burada ailelere önemli bir görev düşmektedir. Çocuklar yetiştirilirken cinsel eğitimin verilmesi, çocukların cinselliği yanlış ve eksik öğrenmesine engel olacaktır. Ailelerin bu görevi yerine getirmesi çocuklarının ileriki yıllarda evliliklerinde birtakım cinsel sorunlar yaşamasının önüne geçmede önemli bir adım olacaktır.