2023 yılı seçimlerini artık ardımızda bıraktık. Seçimin galibi Cumhur İttifakı oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyların yaklaşık olarak % 52’sini alan Recep Tayyip Erdoğan, beş yıl süreyle ülkemizi yönetme yetkisini kazanmış oldu. Rakibi Kemal Kılıçtaroğlu ise yaklaşık olarak % 48 oy alarak Tayyip Erdoğan karşısında bir seçim daha kaybetmiş oldu. Muhafet kanadında kaybedilen seçim sonrasında büyük bir kesimce bir değişim hareketin artık şart olduğu yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. Seçim sürecinde muhalefet kanadınca en çok kullanılan söylem hiç kuşkusuz; “ Hak… Hukuk… Adalet…” söylemiydi. Evet, ülkemizde birilerince halen daha kabul edilmese de çok ciddi bir ekonomik kriz yaşanmaktadır. Her geçen gün Türk Lirası, dolar karşısında değer kaybetmekte… Sanki ülkemizde tarlada yetiştirilen ürünler dahi dolara endeksliymiş gibi her gün düzenli olarak artmaktadır. Ama ne hikmetse TUİK tarafından kanımca ülkemiz verilerine göre hesaplanmayan enflasyon oranı utanmasalar eksi değerlerde çıkartılacak bir seviyede ilan ediliyor. Ekonomik sorunların yanında, eğitim, işsizlik, artan hayat pahalılığı, alım gücünün her geçen gün biraz daha düşmesi… Sanırım bu sıralamayı sonu gelmeyecek kadar uzatabiliriz.
Kanımca 2023 ile 2028 yılları sürecinde tüm bu ifade ettiğim sorunlar bir yana yaşanılacak en büyük sorun adaletsizlikler olacaktır. “Hak… Hukuk… Adalet…” söylemleri her geçen gün biraz daha artacaktır. Adında “Adalet” ifadesi bulunan bir siyasi oluşumun bu denli adaletten uzak oluşu dinen ve ahlaken ifade edilebilecek bir durum değildir. Yıllarca yapılan göstermelik mülakatlarla sınavlardan yüksek puan alan kişilerin hakkını yiyenler bu seçim sürecinde mülakatların kaldırılacağını vaat ettiler. Yaa adama sormazlar mı; bunca yıl bu mülakatları kim yaptı, diye? İnşallah seçim vaatlerini unutmazlar. Ya da bir sonraki seçim süreci başlayana kadar yine hak yiyerek yandaşlara açılan özel kadrolar doldurulduktan sonra mülakatı kaldırma fikrini benimsemezler. Bu siyasal İslamcı zihniyete küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum; yenilen kul hakkını ne Mekke temizler, nede tekke… Yarın Hakkın huzurunda zor durumda kalırsınız. Hakkı yenen bir kul, yakanıza yapışarak Cenab-ı Allahtan adalet isterse… Tüm amellerinizin bir anda nasıl iflas ettiğini feryat ederek görürsünüz. Hz. Ömer; “Devletin dini adalettir.” derken, aslında bu adaletin bir gün herkese lazım olacağının da altını çizmiştir.
İnşallah geçmişte yaşanılan adaletsizliler tekrar etmeyerek; “Adil Düzen” için somut bir adım atarsınız. İnşallah şahsıma da sizleri eleştirmeyeceğim bir yazı yazmak nasip olur. Muhalefetin en çok dillendirmiş olduğu; “Hak… Hukuk… Adalet…” söylemlerinin seçim sürecinden sonra iktidarca dikkate alınmasını temenni ediyorum. Bu kapsamda yargıdan, atamaya kadar… Eğitimden… Spora varıncaya dek… Geç olmadan ülkemizin bir adalet düzenlemesinden geçmesi şarttır. Aksi takdirde… Seçim sürecinden önce biz Cumhur İttifakına katılarak, Ak Partinin yirmi yıllık günahına ortak olmayız diyenlerin ahiret hayatlarının da Peygamber Efendimizin hadis-i şeriflerinde ifade ettikleri gibi iflasa doğru gideceğini hatırlatmak isterim. Muhalefetken konuşmak kolaydı. Öyle ya da böyle ittifak ortağı olunca yaşanılan bu adaletsizliklere dur demezseniz, birileri de çıkıp size derki; demek ki sizin birbirinizden bir farkınız yokmuş. Menfaati için hareket eden… Çıkarına göre şekil alan ve haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan anlayışının…” Adil Düzen” ile hiçbir şekilde bağdaşmayacağını sakınhaa unutmayın. Ne diyordu merhum Erbakan Hocamız; “Ben anlatacağım… Ama siz yinede anlamayacaksınız!”