depobolaonline.com deneme bonusu veren siteler casino siteleri casino siteleri 2024 deneme bonusu veren siteler canlı casino siteleri instagram takipçi hilesi casino siteleri denemebonusuverensiteler.best deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri 2023 slot siteleri bonus veren siteler bonus veren siteler yeni casino siteleri yeni casino siteleri deneme bonusu veren siteler kazandıran bahis siteleri 30tl bonus veren siteler casinositeleri.best hoş geldin bonusu veren siteler bonus veren siteler rokubet giriş casino siteleri parmabet grandpashabet slot oyun siteleri canlı casino siteleri slot siteleri casino siteleri deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler vbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler takip.org deneme bonusu veren siteler Tarafbet Onwin deneme bonusu
Habere Tanık Rize Haberleri, Sondakika Rize haberleri,
HV
25 NİSAN Perşembe 16:36

Selam Olsun Beytül Makdis'e ve Aksa Tufanına

Ali KALNDER
Ali KALNDER
Giriş Tarihi : 17-10-2023 17:12


Beytül Makdis; hakkında Kur’an-i Kerimde Yüce Rabbimizin  "Kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan, kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şânı ne yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür."İlahi fermanın işaret buyurduğu Mescid-i Aksa dır.

Museviliğe göre Mabet Dünya yaratılmadan evvel gökyüzünde mevcuttu. Allah Dünyayı onun gölgesinin düştüğü yerde yaratmaya başladı ve ardından da o noktadan Hz. Adem’i yarattı. Bir hadise göre ise bu mabet Mescid-i Haramdan sonra insanların içinde ibadet ettikleri en eski ikinci mabettir.

Kabe’ye etrafı ile beraber Mescid-i Haram dediğimiz gibi Mescid-i Aksaya da etrafı ile beraber Harem-i şerif denilmekte dir. Mescid-i Aksanın inşasının hazırlıklarını ve yerinin tesbitini Hz. Davud as yapmış olsa da inşasını oğlu Hz. Süleyman as yapmıştır.

Yapıldığı tarihten günümüze defalarca istilaya uğramış, yıkılmış, yağmalanmış neticede bazen tadilat bazen ise tamamen yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Sözün özü inşa edildiği tarihten günümüze kargaşa eksik olmamış, son yüz yıl zarfında, İsrail terör devletinin işgalinin başlaması ile kan ve gözyaşı sel olup akmıştır.

Biz Müslümanların ilk kıblesi mescid-i Aksa dır. Allah Resulü SAV efendimizin İsra yolculuğu Mekke den Kudüs’e (Aksa) ya gerçekleşmiş, Miraç yolculuğu ise Aksa dan başlamıştır. Bu hadise Peygamberimizin hayatında önemli bir yeri olduğu gibi Müslümanlar içinde çok büyük önem arz etmektedir.

İslam tarihinde Kudüs ilk kez Hz. Ömer tarafından Feth edilmiş, ilk kıblemiz olması ve Allah resulünün İsra yolculuğu dışında Müslümanların Filistin toprakları ile olan ilişkisi böylece başlamış tır.

 Hz. Ömer’in fethini takip eden ve sahabeler dönemi diye anılan 20 yıl zarfında bölgeye huzur ve sükunet hakim olmuş, İktisadı alanda ve beşeri ilimlerde ilerlemeler görülmuştur. Bu gelişmeler Emeviler döneminde de devam etti. Mescid-i Aksa yeniden imar edildi. Kubbetüssahra  inşa edildi. Abbasiler döneminde iyileştirme ve genişletme çalışmaları yapıldı. Abbasilerin dağılmasının ardından bölgeye fatimiler hakimiyet kurmaya başladı. Böylece tesis edilen sükünet yerini çatlak seslerin çıkmasına ve yer yer kargaşaların başlamasına bırakmış oldu.

Daha sonraları haçlı saldırıları ile Kudüs 88 yıl haçlıların kuşatması altında kalarak Mescid-i Aksada  Müslümanların namaz kılmaları yasaklanmış tır. Kudüs’e giren haçlı ordusu gerek yerli halkı gerekse korunmak için şehre giren herkesi kılıçtan geçirerek çok büyük bir katliam gerçekleştirdiler. Kendi kaynaklarına göre sokakta yığılan cesetler dolayısı ile sokaklar yürünmez hale gelmiştir.

Aynen günümüzde olduğu gibi bu Kafir topluluk o dönemde de kendine yakışanı yapmış, bu toprakları kan ve göz yaşına boğmuştur. Filistin topraklarında zulme son vermek ve o toprakları yeniden İslam toprağı haline getirip huzuru ve barışı tesis etmek için Selahaddin Eyyubi harekete geçmiş ve 88 yılın ardından Kudüs teki zulme son vermiş tir.

Daha sonraları çeşitli zamanlarda İngiliz ve Fransız hahamlar Kudüs’e yerleşmiş, şehir Müslümanlardan alınmak istenmişse de başarıya ulaşılamamış ve 1517 de Yavuz sultan selim tarafından Osmanlı himayesine katılmıştır.

Mısırlı Kavalalı Mehmet paşa Kudüs’u 9 yıl gibi bir süre Osmanlıdan geri almış bu dönemde Kudüs’e İngiliz konsolosluğu açılmış 9 yılın ardından tekrar Osmanlı himayesine girmiştir.

1860’da Şehrin duvarları dışındaki ilk Yahudi muhiti kuruldu. 1898 de Thodor Herz olaya dahil olup çeşitli Yahudi kuruluşları oluşmaya başladı. 1917 de Kudüs İngiliz ordusu himayesine geçti. Yahudi konseyi bu tarihlerden sonra sürekli toplanarak örgütlendi ve 1948 de İsrail devleti kurulduktan sonra Filistin topraklarında zulüm yeniden başlamış oldu.

İsrail kurulduktan sonra başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Avrupa ülkelerinin de desteği ile her geçen gün şiddeti artırarak Filistin topraklarında kadın, çocuk gözetmeden katliamlar yaptı.

 İslam ümmetinin namusu olan Mescid-i Aksa esaret altına alındı. Müslümanların Aksa’da ibadet yapmalarına engel olundu ve çeşitli bahanelerle ibadet için gelen Filistinliler kadın, yaşlı, genç gözetilmeden öldürüldü veya tutuklandı.

Ümmet mescidi Aksanın sadece Filistinlilerin malı olduğunu zannederek yapılan insanlık dişi muamelelere kulak tıkadı, görmezden geldi. Orta doğudaki Müslüman devletlerin sözde liderleri ABD, Siyonizm ve Batı hayranlığı ile olup bitenleri görmezden geldi hatta direnişin öncülüğünü yapanları İsrail ile ağız birliği yaparak Terörizmle suçladılar. Lider değil batıya uşak oldular. İsrail gasp ettiği topraklarda Filistinlileri Gazze’de sıkıştırdı. Etrafı duvarlarla çevirerek Gazze’yi adeta açık ceza evine çevirdi. Tamamen keyfi olarak işine geldi Elektrik kesintisi ile insanları ışıksız, işine geldi su kesintisi ile insanları susuz bıraktı. Dünyanın gözü önünde Filistinlileri aç, susuz ve ilaçsız bırakarak ölüme terk etti. Bütün bunlar yaşanırken dünya bunları seyretti ve Gazze her gün ölmeye devam etti.

 Kendilerini Mescid-i Aksa davasına adamış Hamas ve benzeri guruplar her gün öleceğimize direnelim, bir gün ölelim ve namusumuzla ölelim diyerek çeşitli zamanlarda İsrail terörüne karşı harekete geçtiler.

 Geçtiler amma her seferinde küfür tek millet haline gelip bir avuç Gazze’ye bomba olup yağarken maalesef biz Müslümanlar ‘’direnişi kastediyorum’’ şimdi zamanımı idi diyerek kendimizce kendimizi avutmaya çalıştık.  

 Dünya basını da meydana gelen olaylara Siyonizm gözlüğü ile bakarak kendi topraklarını savunmak ve yapılan zulme son verebilmek için başlatılan direniş harekat larını adeta terörizmle lanse ederken İsrail’in zulmünü meşru müdafa olarak yansıttı.

Birileri çıkıp işi mezhepleştirerek İsrail’i masum göstermenin yollarını aradı. Hak ile batıl savaşırken bu tür spekülasyonlara girmek sadece zulmü artırır ve neticesinde iç kargaşaya yol açar. Evet bir yanlış olabilir o yanlışı konuşmanın yeri ve zamanı iyi tespit edilmeli. Yersiz ve zamansız yapılan bu tür konuşmalar daha fazla kanın akmasına, daha fazla kadının ve çocuğun ölmesine sebebiyet verir. Yüce Rabbimize duamız ümmeti bir ve beraber eylesin. Hak ile Batıl mücadele verirken Hakkın yanında taraf olabilme şuuru ihsan eylesin. Aksa Tufanı harekatı zaferle neticelensin İNŞAALLAH

Kalın Sağlıcakla

YORUMLAR