Çocukken bir oyun oynardık…”Kim? Nerede? Kiminle? Ne Yapıyor?” Farklı kişilerce kartlara yazılan, kişi ve olaylardan oldukça komik hadiseler ortaya çıkardı. Geçenlerde bir okurum, bana bir mail gönderdi. Maili açınca baktım ki mailde iki tane fotoğraf var. İlk fotoğrafta kalabalık bir grup topluca resim çektirmişler. Şöyle göz ucuyla kişileri bir süzdüm, içlerinden bir tanesini tanıyordum. Sonra maildeki notu okudum. Aynen şöyle yazıyordu.” Abla ikinci resimde tırın üzerindeki sakallı adamın, ilk resimdeki siyasetçinin abisiyle aynı fotoğraf karesinde ne işi var? Anlayamadım diye yazmış.” İnanın bende uzun uzun düşündüm, fakat bu birlikteliğe bir mana veremedim. Sonra aklıma; …”Kim? Nerede? Kiminle? Ne Yapıyor?” oyunu geldi. Şimdi siyasi arenada birbiriyle cebelleşen iki yapının mensupları, bir bakıyorsun ki başka bir fotoğraf karesinde sarmaş dolaş… Aklıma rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun şu sözleri geldi.” Mecliste birbiriyle kavga eden kişilerin, meclis lokantasında yemek yerken aynı masada sarmaş dolaş hallerini görünce; siyasetten midem bulanıyor.” Diyordu.
Dün siyasetin en büyük destekçisi olanlar, bugün mafya olarak ilan ediliyor. İlan ediliyor da, bu siyasilerin bu mafyalarla kayıkhanelerde, dağbaşların da aynı masalarda, aynı ortamlarda ne işleri var? Yoksa birileri, gece kurtlarla bir olup sürüye saldırıyor… Gündüzde gidip çobanla yas mı tutuyor. Bu görüntülerin menfaat dışında başka bir izahının olması mümkün gözükmüyor. Aynı fotoğrafları bende olayı araştırmak için dayıma gönderdim. Dayımda bana olayı anlatan çok güzel bir cevap verdi. Geçmişte iş yaptığın adamlarla bağını koparmak öyle kolay olmaz. Hele de bu işler temiz değilse… Hiç kolay olmaz. Bu cevaptan anladım ki… Bizim ülkemizde kirli işlerle uğraşan insanların aslında iki tane yüzü var. Bir görünen yüz, diğeri de kapalı kapılar arkasında menfaate göre şekillenen yüz.
Oyun içinde öyle oyunlar oynanıyor ki… Görüntüde birbiriyle kanlı bıçaklı olan kişiler, kapalı kapılar arkasında adeta hasret gideriyorlar. Sen benim haberi yokmuş gibi yürü… Ola ki iş bozulurda, başın dara düşerse… Merak etme benim çözemeyeceğim hiçbir iş yoktur. Her şey bir telefonuma bakar. Sen benim adımı kullanarak yola bildiğin kadar yol… İfşa olursan, sakın ha unutma… Benim hiçbir şeyden haberim yok kuzen. Sen özellikle söyle ona, deki: “O bu işlere girmez, sevmezde… Haberi dahi olmasın diye gözünü korkutup, sıkı sıkıya tembihle… Dedim ya oyun içinde oyun var diye. Menfaatler örtüşünce, her türlü dini ve ahlaki değer bu siyasal anlayışça görmezden gelinebiliyor. Böyleleri için Rauf Denktaşın çok güzel bir sözü var: “Her devrin adamı olmaya çalışmayın. Her devirde adam olun!” Derdi…