Sevgi İnsanda doğuştan bulunan bir duygudur. Toplumun huzur ve refahını tesis eden, birlik ve beraberliği sağlayan önemli bir unsur dur. Allah c.c Kur’an da İman edenlerin kalplerinin sevgi ile birleştiğini beyan etmektedir.
Sevgi dilde değil yürekte olmalıdır. Yapmacık veya menfaate dayalı sevgilerin sonunun hüsran olduğunu görmekteyiz. Sevgi tek taraflı değil çift taraflı olmalıdır.
Bir gün bilgenin birine sormuşlar ‘’ sevginin sadece sözünü edenlerle onu yaşayanlar arasında ne gibi bir fark vardır’’. Bu suali yaşayarak cevaplamak isteyen bilge etrafındakilere durun size bunu göstereyim demiş. Bilge bir sofra hazırlatmış ve sevgiyi dillerinden gönüllerine indirememiş olanları çağırarak onlara çorba ikramında bulunmuş. Sofrada bir tas çorba ve her tasın yanında bir metre uzunluğunda bir kaşık. Buyurun karnınızı doyurun demiş. Herkes elindeki kaşıkla çorbasını içmeye çalışmış ama kimse bunu becerememiş ve sofradan aç kalkmışlar.
Bilge daha sonra aynı ziyafeti sevgiyi gerçekte yaşayanlara vermiş. Yine çorba ve bir metrelik kaşıklarla çorbaları içmelerini istemiş. Herkes kaşıklarını çorbaya daldırıp karşısındaki kardeşine uzatıp yedirmeye başlamış ve sonuçta herkes birbirinin karnını doyurup şükrederek sofradan kalkmışlar.
İşte demiş bilge kim bu hayat sofrasında kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalır. Ancak kim kardeşini düşünür onu doyurmak isterse oda kardeşi tarafından doyurulur.
Sevgi sırf kendin için yaşamak değil Kardeşin için de yaşamaktır. Buda sevginin yüreğe inmiş hali dir.
Sevgi, huzur ve mutluluğun kaynağıdır. Ailede huzur yoksa bu bireylerin birbirlerine karşı sevgi ve saygılarının olmadığının işaretidir. Sevginin olmadığı ailenin yürüme şansının olmadığı gibi sevgi ve saygının olmadığı bir şirketin başarıya ulaşması da imkansız dır.
Sevgi Allah için olmalı
Birbirimizi menfaate dayalı değil de sırf Allah rızası için seversek ve bu sevgiyi yüreğimize indirgeyebilirsek birliği beraberliği tesis etmiş olur kin, nefret ve düşmanlıkları ortadan kaldırmış oluruz
Kişi sevdiğini Allah için sevmeli, sevmediğini de yine Allah için sevmemeli dir. Sevgi Allah için olursa dilden yüreğe inmiş olur. Maddi çıkarlar ve menfaat için olursa o sevgi asla yüreğe inmez ve dilde kalır. Dilde kalan sevginin sonu da hüsran dır.