Seçim için son haftaya girdiğimiz bu günlerde Türkiye’miz için tehlikeli işler olmaya başlaması hepimizi üzüyor.
Seçim için, siyaset için daha sonra birbiri yüzümüze bakacağımız insanlarla kavga etmek yakışmıyor.
Meydanlarda taş atmalar pankart yırtmalar ve bürolara saldırmalar yeni Türkiye’ye yakışmıyor. Dikkat edilirse saldırılar genellikle muhalif tarafta olanlara yapılıyor.
Muhalefete saldıranlar cesareti nereden alıyor sormak istiyorum. Devletin askeri, polisi güvenlik güçleri ve en başta illerde Valisi var.
Daha dün Erzurum’da İmamoğlu’na saldırı oldu. İzinsizdi, miting yeri değildi mazeretlerine sığınılmamalı.
Erzurum misafirine sahip çıkamadın.
Şehrinize misafir gelen birisine saldırmak Türk örf ve ananelerine yakışmaz. Bunlarda yakışmıyor. Adam konuşma yapmasın mı? Hani ileri demokrasi vardı.
Aynı şekilde Diyarbakır-Silvan’da Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın araçlarına saldırıldı. Saldırıyı yapanların HDP li olduğu iddiası var.
Daha geçen hafta Rize’de Çayeli’nde CHP seçim bürosuna saldırılmış afişler, pankartlar ve camlar alaşağı edilmiş. Bu şiddet niye.
Bugün Rize-Fındıklıda SOL Partinin seçim bürosu aynı akıbete uğradı.
Muhalif kanada tahammül niye edilmiyor.
Adamlar kavga ediyorsa yakışık olmaz ama karşılık verin amenna. Seçim bürosu veya arabası sizden ne istiyor.
Benzer bir uygulama 2 yıl kadar önce Genel Başkan Akşener Rize-İkizdere’ye gittiğinde de yapıldı. Yapanların eline ne geçti. Yapanların kim olduğu kameralarda halen sabit. Sebep ne. Bu tahammülsüzlük niye.
Meydan ve Türkiye AKP ye kalmayacak kadar büyüktür, herkese bu cennet vatanda yer bulunur.
Bu vatan için Bayrak, Din, Ezan ortak değerimizdir. Kavgası olacaksa kavgasını hep beraber verelim.
Siyasi kavgaya bulaşacak kadar birilerinin piyonu olmayalım.
Bizim kuşak 12 Eylül’e gelinceye kadar yaşananları çok iyi bilir.
Çorum, Maraş, Sivas, Fatsa bizim kuşağın cehennem yaşadığı yılların eseridir.
İtidalli olunmalı, tehlikeli sularda geçilmez, bulanık suda balık avlanmaz.
