depobolaonline.com deneme bonusu veren siteler casino siteleri casino siteleri 2024 deneme bonusu veren siteler canlı casino siteleri instagram takipçi hilesi casino siteleri denemebonusuverensiteler.best deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri 2023 slot siteleri bonus veren siteler bonus veren siteler yeni casino siteleri yeni casino siteleri deneme bonusu veren siteler kazandıran bahis siteleri 30tl bonus veren siteler casinositeleri.best hoş geldin bonusu veren siteler bonus veren siteler rokubet giriş casino siteleri parmabet grandpashabet slot oyun siteleri canlı casino siteleri slot siteleri casino siteleri deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler vbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler takip.org deneme bonusu veren siteler Tarafbet Onwin deneme bonusu
https://www.haberetanik.com/files/uploads/user/64a83bfc8906dc1a970b475c016b759f-701cec334b5f9c326b73.png
Mahiye MÖRGÜL

Bir Komşu Bahçeye Daha Kepçe Girdi

30-10-2022 12:46

 

            Komşu bahçelerden yükselen sesler artık o şarkılar o türküler değil. Yıkım sesleri geliyor artık Haldoz Korosu’nun bahçesinden.  

Yeğenim Şenol Morgül tarafından 1968’lerde ilkel cihazlarla öylesine yapılmış ses kayıtlarını mahalleden arkadaşı Emin Şir sağ olsun internet ortamına taşıdı. O sesler bugün bir masalın mutlu biten son cümlesi gibi… Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine!

 

Onlar, baki olan bu kubbede hoş bir seda olarak kaldılar. Anıları bile ruhumuzu şenlendirmeye yetiyor.

Görsellere lütfen dikkat…  Udi Aydemir Morgül bu koronun ve Rize’de Türk Sanat Müziğinin unutulmaz ismiydi. Cümbüşüyle, kemanıyla, uduyla, dostlarıyla, eşiyle, çocuklarıyla ve Haldozlu komşularıyla, hayat dolu gülüşleriyle bize bakıyorlar. Şimdi yıkımı yapılan bahçedeki üç evin sahipleri de orada. Videonun 4.35 dakikasında toplu fotoğrafta işte onlar var.  Beni ve kardeşim Şafak Morgül’ü orada göremezsiniz, çünkü o tarihte ben Ankara’da kardeşim ise İstanbul’da okuyorduk.

 Şimdi o koronun söylediği tarihi evle beraber komşu üç ev daha yıkılıyor. Onlar yıkılırken çocukluk anılarım da yıkılıyor. Bugünkü köşe yazımda bende iz bırakan iki anımı anlatmak ve  bugünlerde özlemini çektiğimiz güzel komşuluk ilişkilerini örneklendirmek istiyorum.

Babamın (Bedri Morgül) ustalığı meşhurdu, tahsili yoktu, ama Osmanlıca kitapları vardı. Bahçe sofralarında ud- keman çalar, Türk Sanat Müziği çalar söylerdi. Haldoz Korosu canlı müzik yaparken babam uzun süren dermansız hastalık sürecine girmişti. Keşke Haldoz Korosu resimlerinin içinde babamınki de bulunsaydı. Çünkü bu koronun ön kültürü babamın ektikleridir. Babamın bana ektiği tohumları da bu anılarda gördüğüm için yazarken bile heyecanlanıyorum. Müzik sevgisiyle bilim sevgisi birlikteydi babamda. Şimdilerde dost meclislerinde ud çalmaya devam eden mühendis kardeşim Şafak Morgül de babamızın ektiklerini öğütüyor.

İlk çocukluk dönemimde eski evimizin alt katında babam geceleri çalışır, radyo tamiri ve teneke fener yapardı. Mermi (6.35’lik) yaptığı yılları hatırlayamıyorum, iyice küçüktüm, ancak o işten hapis yattığını biliyorum, babamı sadece hapishane penceresinden bana el sallarken hatırlıyorum. Hafızamdaki ilk baba sureti yüksek duvarlı bir binanın üst katında bir kare demir parmaklıklı pencereden bana bakan adamdı. Fener yaparkenki halini iyi hatırlıyorum, çünkü atelyesinin üzerindeki odamızın taban tahtasındaki aralıktan geceleri babamı izlerken orada uyuyakalırdım.

Bir gece sabaha karşı babam bacağına sıcak lehim düşürdü, bacağı yandı. Bilmeyenler için söyleyeyim; fener yaparken lehim kullanılır. Önce levye gaz ocağında ısıtılır, sonra nişadıra sürülür, sonra kurşun çubuğa sürülür, öylece kursun kaynak yapılacak noktaya taşınır. O gece babam sıcak kurşunu bacağına düşürdü, bacağı yandı. Kalktı kendi kendine yanık ilacı yaptı. Osmanlıca yazılmış bir kitaptan (Kimya!) ilacın tarifini okudu, kireç kaymağına yumurtanın akını karıştırdı, bu merhemi tavuk tüyüyle bacağına sürdü.

O sabah gün ışırken komşumuz Hüseyin Kaptan’ın (Çapoğlu) evinden yangın çığlığı yükseldi, Vasfiye yenge kahvaltılık su ısıtmak için gaz ocağını pompalarken gaz ocağı patladı, mutfağı yangın aldı, kendisi de ağır şekilde yandı. Babam derhal kendine yaptığı yanık ilacını annemin eline verdi, kendi de kuyudan su çekti kovalarla yangını söndürmeye koştu. Yangın söndürüldü ve annem Vasfiye yengeye yanık ilacı sürdü. Sabahın o erken saatinde henüz dolmuş çalışmazdı, mahallenin dolmuşuna haber verildi,  çarşıya hastaneye gidildi. Doktorlar bu ilacı kim yaptı merak etmişler, çünkü el yapımı bu ilaç en doğru ilaçmış, ama hastanelerde bulunmazmış.

İşte, annemden babamdan aldığım ilk komşuluk dersi budur. Darda olana yardıma koşma dersi budur. Bilim ne zaman hem kendine hem diğer insanların işine yarar?

O sabah yangına ilk koştuğumuz komşu Vasfiye yengenin şimdi yıkım sesleri geliyor… Ama benim kulaklarımda Vasfiye yengenin acı feryatları duruyor. Kırmızı kadife entarisi onu tümüyle yanmaktan kurtarmış, onu da o zaman öğrendim. Babamın yanık merhemini ağır yanık yarasının üzerine tavuk tüyüyle nasıl süreceğini anneme anlatırkenki sesi, bir tıp doktoru kadar özenli dikkatli anlatışı gözümün önündedir. Belki de ilk uygulamalı öğretmenlik dersimi orada aldım.  Şimdilerde doğal tıpla ilgilenişim de orda başlamış olmalı.

Ve şimdi o bahçe inşaat kepçesiyle alt üst olurken ben o bahçeden ne kurtarabilirim diye iki aydan beri kendi binamızın önüne taşıdığım çiçek ağaçlarını ve bir de nar ağacını düşünüyorum. Vasfiye yenge ile eşi Ülfetin Hüseyin amcanın ve yeni kaybettiğimiz oğlu İlyas Çepoğlu’nun ruhuna gitsinler. 

Hüseyin amcanın babamla ilişkisini ayrıca anlatmalıyım, saygıyla anıyorum. Balıkçılık hobisi vardı, dinamitle kefal avlardı. Oğullarına da öğretmişti. Birinde oğlu İlyas kayığıyla Askoroz dere ağzına kefal avlamaya giderken, arka dümende Oğuz abiy, üç beş çocuk daha, beni kayığına almıştı, dinamit nasıl atılır ilk ondan görmüştüm. Yazın Hüseyin amca kefal avından dönerken bizim eve bir deste misinaya dizilmiş kefal bırakırdı. Kendisi ekşili kefale turunç suyu sıkardı, bizim kapıdan turunç alırdı. Bıraktığı kefaller babamaydı. Babam ekşili kefal ile rakı içmeyi sevdiğini bilirdi. Yaz akşamları babamın bahçede kurduğu muhabbet masasında uduyla söylediği “Bir bahar akşamı rastladım size” şarkısı Hüseyin amcaya teşekkür seslenişiydi.

Sonra, babamın vadesi yetmeye saatler kala Hüseyin amca başucunda Kuran okumaya geldi. Yasin okuyordu. Bir ara babam eliyle dur işareti yaptı, fısıltı sesiyle, “Orayı baştan oku, yanlış okudun” dedi, baştan aldı, babamın yüzüne tebessüm geldi. Bunu Hüseyin amca balıkhanede, Portakallık ve İslampaşa kahvehanelerinde anlattı. Babamın bu son dakikalarını şimdi ondan dinleyenler bana anlatıyorlar.  

Şimdi o bahçelerden yıkım sesleri geliyor da, diyorum ki yüklenici firma evlerin kesme taşlarını belediyeye hediye etse, sahilimizde yapımı devam eden Millet Bahçesinde limon portakal mandalina bahçeleri olsa, o taşlarla bahçelere alçaktan çevre duvarı yapılsa, mahallemizin kültürel değerlerinin adları oralara verilse, ne güzel olur! Hasan Sözeri Bahçesi, İpsiz Recep Bahçesi, Zehra Orhon Bahçesi gibi, neden olmasın?

Eski komşuluklarımızı bundan sonraki yazılarımda anlatmaya devam edeceğim. Şifa dağıtmak, mahallemizin en eski özelliğidir. Tarihte mahallemizin Bağdat’tan gelen Kor-Otacı Mercan dedelerini bir yazımda anlatmıştım. Ancak şimdi görev bizde, bildiklerimizi anlatmalıyız.

Portakallık mahallesi bir kültür mahallesiydi. Ne mutlu o kültürü bize kadar taşıyanlara.

Anıları örnek olsun!

Mahiye Morgül / 19.7.2022

            Web: mahiye.com / Eposta: mahiye@gmail.com / Youtube: mayana1950

 

 

 

 

 

Mayana’dan Kısa Sağlık Bilgileri

Yeni öğrendiğim bir ilaç; karayemiş yaprağından basura ilaç. Batumlu Gürcü kadından öğrenmiş yapmış, iyileşmiş birinden dinledim. Yedi adet kart karayemiş yaprağı bir tencerede kaynatılır, sonra süzüp suyu sürahiye konulur, her gün bir bardak içilir. Anlatıcı şunu ekledi; “haftaya kalmadı, 4.günde iyileştim.” Ben de bu bilgiye iki şey ekleyeceğim:

-Karayemiş mevsimidir. Lütfen yediğiniz karayemişlerin çekirdeklerini kurutup saklayın, günde beş tane kadar tüketin. Şekerinizi dengeler, basuru önler, bağırsağınızı yumuşatır.

-Armutlar yere düşmeye başladı. Yerden toplayın, doğrayın, beyaz sirke yapın.

-Ve İspir’de ve Rize çevresinde kovanlar bal doldu, arıcılar üçüncü dördüncü katı çıkmaya başladı. Sebebi şu; kar çok yağdı, topraktaki eski çiçekler de yeşerdi, arı doyuyor. Peteği olanlara bu bilgiyi ulaştıralım.

Bu da ruhun gıdası:

-Benim bir peteğim var, önceki gün arılar sıcak nemden bunalmış halde dışarıdaydılar. Arıcı komşumdan destek bilgi aldım, “peteğin önünde havaya su püskürt, arılar serinlesin, kendileri içeri girerler” dedi. Öyle yaptım, yarım saat arıları serinlettim ve hepsi içeri girdiler. Benim için de çok keyifli bir deneyimdi, o an fotoğraflıktı! Vızır vızır uçuşan arıların ortasında beyaz arı maskesi içinde, uzun beyaz eldivenlerle, elimde 2 litrelik su püskürtme bidonu, ben de arılar gibi havada daire çizerek su püskürtüyordum! Telefonla İstanbul’daki kızıma anlattım, “Arılar sana dua etmiştir annecim. Onlar da seni karşılıksız bırakmayacaktır” dedi. Bu da yazıma güzel bir bitiş oldu.

Aklınızda olsun;

Bal sirkesi ya da sir ile beslenmiş sirkeler daha şifalıdır. Arıcı dostlarınızdan Ağustos ayında alacakları ilk sağım balın peteğinden kazınmış bir kaşık sir isteyin, onunla bal sirkesi kurun, içerisine bir kaşık da zemzem suyu katmanızı öneririm. Sonra bana dua edeceksiniz.

Sağlıklı günlere…

 

 

 

 

 

 

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI Yıllık Oyun Okulu Sistemine Geçiriliyoruz Niğde İl Kültür Müdürlüğüne Mektubum. M.MORGÜL Güncelledikleri Müfredatın Derslerini Görün Ana dersler bile seçmeli olacak! Dünya Sanatçısı Çellist Gökçe Bahar Oytun Adana’da Bebekli Kilise, Kilise mi, Yoksa Tuana Kütüphanesi miydi? Türkçe Müfredatı Değişti, Fark Ettiniz mi? Arjantin Bir Deliye Nasıl Mecbur Edildi  Filistin kraliçemiz Leyla Zeynep Sultanin işgalden kurtardığı Gazi şehir Gazze bugün yeniden işgal altındadır. 29 Ekim’de İsrail Bayrağı Sallayan Hazırlayın mendilleri, 29 Ekim’de halay çekeceğiz, demişti. Doktor Armuduyla Yapılan Sirke Katığı ya da Bereket Aşı Rize’de İki Delikanlı Aynı Anda İntihar Etti Genç Piyanistimiz Mertol Demirelli Dünya Üçüncüsü Oldu Maraş Fuarında Kinetik Toprak Ana Heykelinin Mesajı Dereler Yukarı Akarsa Ne Yaparsınız? Dereler Yukarı Akarsa Ne Yaparsınız? Ya Rize Sahil Mahallelerinin Zemini? Sanatçı Haluk Levent Deprem Alerjisi Oldu M.MORGÜL Rize’den Geleneksel Şifa Bilgilerine Devam İbni Sina’dan Bebek İsteyenlere Öneriler (14) Soğanın ve Suyunun Şifası (13) Anaç Turunç Suyunun Şifasıyla Devam Yakup Özkan’dan Doktor Yusuf’un Şifa Bilgileri (11) Rize'den Geleneksel Şifa Bilgilerine Hatice Gezmiş ile devam (10) Dünya Turunçgil Kongresi Ülkemizde İlk Defa Gerçekleştirildi Kestane balıyla yapılan ilaçlar: Rize’den Geleneksel Şifa Bilgilerine SİRKE ile evam Kırım Bahçesaray Gozleva (Oğuzoğlu) Parasında Oğuz Kağan Var Ben 68’li Bir Türk Devrim Muhafızıyım Desem…