Akman, açıklamasında tutumluluğun birey ve devlet için taşıdığı önemi şu sözlerle ifade etti:
“Tutumlu olmak; insanın parasını, mallarını, zamanını ve sağlığını gereği gibi koruyarak kullanmasıdır. Tutumluluk hiçbir zaman cimrilik değildir. Bireyler ve devlet gelirlerini dengeli kullanarak kalkınabilir, zenginleşebilir ve bağımlılıktan kurtulabilir.”
Yerli Malı Haftası'nın 1946 yılından beri kutlandığını hatırlatan Akman, 1983 yılında haftanın adının "Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası" olarak değiştirildiğini belirtti. Akman, yerli mallarının kullanımını teşvik eden “Yerli Malı Yurdun Malı Herkes Onu Kullanmalı” sloganının önemini yeniden hatırlatarak şunları söyledi:
“Ülkemizin kaynaklarını değerlendirmek, tarım, sanayi, enerji ve su gibi kritik sektörlerde yerli üretimi artırmak zorundayız. Özellikle doğal ve katkısız olan Türk çayı gibi ürünlerimizin tüketimi teşvik edilmelidir.”
Akman, Covid-19 pandemisi ve halen devam eden küresel krizler ışığında, yerli üretim ve tasarrufun öneminin daha da belirginleştiğine dikkat çekti. Akman, yerli sanayi ve tarım ürünlerinin kullanılmasının ulusal bir görev olduğunu belirterek şunları ekledi:
“Kaçak yollarla ülkemize sokulan tarım ve sanayi ürünleri hem sağlığımızı hem ekonomimizi tehdit ediyor. Bu tür ürünlere karşı vatandaşlarımız bilinçlendirilmeli, yasadışı faaliyetler engellenmelidir.”
Son olarak, toplumsal bilincin artırılması için okullarda, medya platformlarında ve camilerde etkinlikler düzenlenmesi gerektiğini belirten Akman, tasarruf bilincinin yalnızca bireyler için değil, devlet ve toplum için de hayati önem taşıdığını ifade etti. Akman, “Yerli Malı Yurdun Malı Herkes Onu Kullanmalı” sloganının yeniden hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Editör