"Temel Hak Yaşam Hakkıdır"
Saltuk Deniz, tüm canlıların en temel hakkının yaşam hakkı olduğunu ifade ederek, bu gerçeğin 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde de ön planda tutulması gerektiğini belirtti. Kadın cinayetlerinin, çocuklara yönelik şiddet ve taciz olaylarının, hayvanlara karşı işlenen suçların artarak devam ettiğine dikkat çeken Deniz, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla kadın haklarının daha fazla hedef haline geldiğini söyledi.
"Türkiye’nin İnsan Hakları Karnesi Kötüye Gidiyor"
Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü gibi temel insan haklarının giderek daha fazla ihlal edildiğini belirten Deniz, kayyum atamaları, seçilmişlerin milletvekili haklarının ellerinden alınması ve anayasa mahkemesi kararlarının uygulanmaması gibi durumların insan hakları konusunda karanlık bir tablo oluşturduğunu ifade etti.
"Yaşam Alanlarının Yağmasına Karşı Mücadele Şart"
Saltuk Deniz, mesajında, mücadelenin artık yalnızca insan hakları değil, tüm canlıların yaşam haklarını ve yaşam alanlarını koruma ekseninde şekillenmesi gerektiğini vurguladı. "Doğanın ve çevrenin yağmalanması giderek artıyor. İnsanlar, dünyadaki yaşamı tehdit eden en büyük tür olarak, adil, eşit ve sürdürülebilir bir yaşamı tüm canlılar için sağlama sorumluluğunu unutmamalıdır," dedi.
"İnsan Hakları Hukukun Egemenliği ile Korunur"
Deniz, Birleşmiş Milletler’in 1948 yılında kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne atıfta bulunarak, bildirgede ifade edilen düşünce ve ifade özgürlüğü, kişi güvenliği ve yaşama hakkı gibi temel maddelerin hala tam anlamıyla uygulanmadığını belirtti. "Hukukun üstünlüğünün olmadığı bir yerde insan haklarından bahsetmek mümkün değildir," dedi.
"Hep Birlikte İnşa Etmeliyiz"
Mesajını, "İnsanların hak ve özgürlüklerinin korunduğu, tüm canlıların yaşam haklarının güvence altına alındığı bir dünya ve ülke için hep birlikte mücadele edeceğiz," sözleriyle tamamlayan Saltuk Deniz, insan haklarının ve çevre korumanın ayrılmaz bir bütün olduğunu dile getirdi.
Deniz’in açıklaması, Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında, insan hakları ve çevre mücadelesinin kesişim noktalarını gündeme taşıyarak dikkat çekti.
İlyas GÜR
Editör
