Betturkey Giriş Betturkey Giriş Betturkey Giriş Betturkey Otobet Giriş Otobet Giriş deneme bonusu veren siteler meritbet deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking idealacesports.com kingroyal Deneme Bonusu Veren Siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri 2024 casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri deneme bonusu veren siteler casino siteleri 2023 instagram takipçi satın al slot siteleri bonus veren siteler yeni casino siteleri yeni casino siteleri deneme bonusu veren siteler kazandıran bahis siteleri 30tl bonus veren siteler casinositeleri.best hoş geldin bonusu veren siteler bonus veren siteler rokubet giriş casino siteleri parmabet grandpashabet slot oyun siteleri canlı casino siteleri casino siteleri deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler vbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler takip.org Tarafbet Onwin deneme bonusu Deneme bonusu Deneme bonusu Deneme bonusu Deneme bonusu Deneme bonusu deneme bonusu veren siteler slot siteleri deneme bonusu veren siteler 30 tl bonus veren siteler/ deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler
Habere Tanık Rize Haberleri, Sondakika Rize haberleri,
HV
10 ŞUBAT Pazartesi 07:20

Ekokırım yasası acilen çıkmalı

Ekokırım suçunun hukuki düzenlemelerde yer alması için mücadele sürüyor. Baş, mevcut yönetmeliklerin sermayenin çıkarlarını koruduğunu vurgulayarak, ekokırım yasasının bir an önce çıkarılması gerektiğini söyledi.

AKTUEL
Giriş Tarihi : 02-02-2025 11:27
Ekokırım yasası acilen çıkmalı

Dünyada kalıcı doğa tahribatına yol açan eylemlerin ekokırım suçu sayılması için mücadele devam ediyor.
Ekokırım Yasası Yurttaş İnisiyatifi’nin ekokırım yasa teklifi için TBMM Dilekçe Komisyonu’na sundukları imzalardan sonuç alınamayınca Ankara 4. İdare Mahkemesi’nde dava açıldı. Ancak dava mahkeme tarafından ‘usule uygun olmadığı’ gerekçesiyle reddedildi. Ekokırım Yasası Yurttaş İnisiyatifi Üyesi İlksen Dinçer Baş, “Hukuk oluşturma sürecinin mahkemeye taşınması, ekokırım yasasının tüm dünyada olduğu gibi artık sadece bir fikir değil ihtiyaç duyulan hukuki bir düzenleme olduğu gerçeğini kanıtladı” dedi.
Baş, mevcut yasaların doğayı korumadığına dikkat çekerek, “Anayasa’nın 181. Maddesi  ‘çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ der. Ancak suçun kanıtlanabilmesi için bakılan unsur Anayasa değil yönetmelikler. Yönetmelikler ise sermayeyi koruyacak şekilde doğanın varlığını tehdit etme pahasına değiştiriliyor” diye konuştu.
MARMARA’DA EKOKIRIM
Baş şöyle devam etti: “Her kurum ve kuruluş, doğada yaratacağı hasarın sorumluluğunu üstlenmelidir. Arıtma tesisini çalıştırmak sanayinin, denetlemek ise devletin görevidir. Bu güne kadar doğanın dengesini bozduk. İklim krizi de bunun bir sonucu oldu. Doğa ile insanın arasındaki ilişkinin yeniden tariflenip hukuki zemine oturtulması gerekiyor. Ekokırım yasa teklifi de sivil toplumun gayret sarf ettiği bir konu.”
Baş, ekokırım suç mahalli denildiğinde ilk akla gelen örneklerin Marmara Denizi ve İliç-Çöpler Altın Madeni olduğunu ifade etti. Baş, şunları kaydetti: “Marmara Denizi, bir atık su çukuruna dönüşmüştür. Mayıs 2022’de Marmara’nın çevresindeki doğa tahribatlarını yerinde ifşa ettik. ‘Marmara bir Ekokırım Suç Mahallidir’ diyerek, denize sanayi kirliliği bırakan zehirli, atık su kanalına dönüşmüş nehirleri, havasını zehirleyen termik santralleri gösterdik. Hiçbir ilerleme kaydedilmedi. İliç’te ‘kaza’ olarak ifade edilen liç yığını kayması olayında 20 ilde suç duyurusunda bulunduk. Çöpler Altın Madeni’nin faaliyetleri sınır ötesi ekokırım suçunun işlendiği bir suç mahallidir. Kazdağları Halilağa Bakır ve Altın Madeni için Cengiz Holding’in yaptığı orman kıyımı ise bu güne kadar katlettiği bir milyon ağaç ve madenin faaliyete geçtiği andan itibaren oluşacak tahribat düşünüldüğünde Kazdağları yeni bir ekokırım suç merkezi olacak diyebiliriz.”
HUKUK KİMİN LEHİNE?
BirGün yazarı Özge Güneş, çevre tahribatına karşı verilen mücadelede ekokırımın suç sayılması için önemli çabalar harcandığına dikkat çekti. Güneş şöyle konuştu: “Çevre tahribatının temel sebebi yalnızca yasaların yetersizliği değil. Yasaların şirketlerin çıkarlarına göre esnetildiği veya doğrudan yok sayıldığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Burada hukukun nasıl ve kimin lehine işlediği de tartışılmalı. Neoliberal dönüşümle birlikte kamu otoritesinin çevre politikalarında piyasa lehine konumlandığını görüyoruz. Hukukun nasıl işlediğini belirleyen şey de tam olarak bu. Bu işleyiş genel çıkarlar ile piyasa arasındaki mücadeleyi açıkça ortaya koyuyor.”
***
SULAK ALANLARI KAYBEDİYORUZ
Bugün Dünya Sulak Alanlar Günü. 2 Şubat dünyada her yıl sulak alanlarla ilgili farkındalığı artırmak amacıyla kutlanıyor. Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız yaptığı açıklamada, son 60 yılda Türkiye’deki sulak alanların yarısının özelliklerini yitirdiğini vurguladı. Yıldız, "Ülkemizin sulak alanları ve gölleri büyük tehditler altında. Sulak alanlarımızın ve göllerimizin korunması bizim için bir tercih olmaktan çıktı ve artık bir sorumluluk olarak ele almamız gereken bir konu olarak önümüzde duruyor" dedi.
***
GELECEK NESİLLER BİLE ETKİLENECEK
İliç maden faciasının sadece bölgede yaşayanları değil gelecek nesilleri de olumsuz yönde etkileyeceğine dikkat çeken Baş, bunun ekokırım suçu olarak kaydedilmesi gerektiğini söyledi.
Baş, sebeplerini şöyle sıraladı:
•Ortaya çıkan doğa tahribatı kasten yapıldı. ‘İhmal edildi’ denilerek geçiştirilemez. Tüm uyarılara kulak tıkandı ve sonuçlar bilindiği halde bu sonuçları yaşamamıza neden olan fiillere devam edildi.
•Doğa tahribatı etki ettiği alan itibariyle çok geniş. Fırat Nehri’ne ulaşan kirlilik, Fırat havzasında yer alan ülkeleri de tehdit eden sınır ötesi bir niteliği sahip.
•Yerkürenin katmanları belirgin bir biçimde ve geri döndürülemez ölçekte tahrip edildi.
•Bu doğa katliamı sonucunda kirliliğe ve etkilerine maruz kalan tüm canlılar ölüm veya sağlığını ciddi ölçekte kaybetme tehlikesi altında.
***
YASA DOĞA TAHRİBATININ CEZASIZ KALMASINI ÖNLEYEBİLİR
Kaliforniya Üniversitesi Çevre Çalışmaları Bölümü’nden Öğretim Üyesi Wendy Wiseman, “Ekokırım, şirketler ve egemen devletler tarafından işlenen, doğanın kasıtlı ve ahlaksızca tahrip edilmesi suçudur” diye konuştu.
Wiseman, “Şu anda 15 ülkede ekokırım yasası var. Pek çok aktivistin amacı, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Roma Statüsü’ne soykırım ve insanlığa karşı suçların yanı sıra ekokırım yasasının da eklenmesi. Türkiye dahil tüm imzacı ülkeler sistemlerini UCM ile uyumlu hale getirmek zorunda” dedi.
Wendy Wiseman
Wiseman şöyle devam etti: “Çoğu hukuk sistemi özel mülkiyete ve insanların münhasır haklarına dayandığından, biyosfere verilen zararlar adalet alanının dışında kalmıştır. Sanayileşmiş sömürü ve kalkınma yoluyla doğal dünyaya uygulanan kontrolsüz şiddet, temelde sadece yasal olmakla kalmamış, aynı zamanda modernleşmenin bir zorunluluğu olarak kabul edilmiştir. Ormansızlaştırma, fosil yakıt çıkarımı, toprağa, suya ve bedenlere sızan herbisit ve pestisitler elbette son derece kârlıdır. Ancak çevrenin acımasızca sömürülmesi, insanlığın doğa üzerindeki varsayılan ‘üstünlüğünü’ bir gereklilik gibi titizlikle hayata geçirmektedir. Bu insan merkezli önyargı, en korkunç kirleticileri uzun zamandır hesap verebilirlikten korumuştur. Bununla birlikte, gezegen sadece bir meta ve çöplüğe dönüştürüldüğünde, tüm türlerin şimdiki ve gelecek nesillerini tehlikeye attığımız açıkça ortaya çıkmıştır. Ekokırım yasaları, şiddet içeren suçlara yönelik yasal ilgiyi çoğu hukuk sisteminin dar insan merkezciliğinin ötesine taşıma girişimleridir. Doğal dünyaya karşı işlenen suçların yasal olarak tanınması, biyosferin yaygın tahribatının cezasız kalmasına son verebilir ve kirletenlere bedel ödetebilir.”
Tuğçe ÇELİK /BİRGÜN

İlyas GÜRİlyas GÜR

Editör

YORUMLAR